Suriye Arap Ulusal Onurunun Koruyucusu Olma Gururunu Yaşıyor

ŞAM – Kahraman ordu birliklerimiz karanlık tekfirci düşüncelere ve bu düşünceleri hayata geçiren silahlı terör gruplarına karşı mücadelede, 40 yıl önce aynı kahraman ordunun neferlerinin Teşrin Kurtuluş Savaşında tarihe kazıdığı zaferleri her gün yeniden hayata geçiriyorlar.

Tam 41 yıl önce kahraman ordumuzun yiğit neferleri, ölümsüz lider Hafız el Esad önderliğinde büyük zaferlere doğru güvenle attılar ilk adımlarını. Ve güvenle atılan bu adımlar o tarihe kadar yenilmez bir güç olarak görülen işgal ordusu Arap-Siyonizm çatışmaları tarihinde ilk defa büyük bir hezimete uğratıldı.

Arap tarihinde başlı başına bir devrim niteliği taşıyan Teşrin Kurtuluş Zaferi, Arap ulusunun umutlarını yeniden filizlendiren ve ulusal onurunu yeniden kazanmasını sağlayan bir zafer oldu.

Suriye ordusu ve halkının direnişi ve azminin bir meyvesi olan Teşrin Kurtuluş Zaferi, kimi Arap hükümetlerinin görmezden gelerek yok saydıkları ve dile getirilmesinden pek hoşlanmadıkları “Suriye’nin Arap ulusunun tek savunucusu” olduğu gerçeğini günışığına çıkarmıştır.

Ve bugün Suriye’nin kahraman ordusu ve vefalı halkı, Arap ulusuna karşı hazırlanmış uluslararası bir komployu tek başına göğüsleyerek Teşrin Zaferinde yeniden kazanılan Arap Ulusal Onurunun en büyük koruyucusu olmanın gururunu yaşıyor.
Siyonizm’in en büyük müttefikleri arasında yer alan tekfirci, vahabi terör grupları karşısında büyük fedakarlıklar yaparak direnişi sürdüren Suriye ordu neferleri ve halkı, Arap topraklarının her köşesini kendi vatan gibi görerek Arap Ulusunu hedef alan bütün tehdit ve saldırıların karşısında aynı direnişi gösterme bilinci ve azmine de sahiptir.

“Arap Baharı” pespayesi altında bütün Arap topraklarını hedef alan komplolar zinciri kapsamında, Siyonizm, ABD ve Türkiye’deki iktidar partisi Adalet ve Kalkınma Partisinin bütün desteğini almalarına rağmen tekfirci terör grupları Suriye topraklarında istedikleri hedefe ulaşamamış ve hezimet üstüne hezimet alarak çıkmaza girmişlerdir.

Siyonizm, ABD ve Türkiye gibi ülkelerin desteğinin olmaması halinde birkaç haftada terörün kökünün bölge topraklarından kazınması mümkün olacakken kimi komşu ülkelerin askeri eğitim, kamp, barınma, finans ve lojistik desteğinde sınır tanımaması bugün terörün sadece Suriye’yi değil bütün komşu ülkeleri ve hatta Batı ve ABD’yi tehdit edecek kadar büyümesine yol açmıştır.

Ancak daha da kötüsü tekfirci radikal terörün bütün dünyayı tehdit ettiği bugünlerde bile ABD ve müttefikleri “Terörle Mücadele” çağrılarında bile ikiyüzlü politikalarından vazgeçmemişlerdir.

IŞİD’i terör örgütü olarak ilan eden ve bu örgüte karşı mücadele etme çağrısında bulunan ABD ve müttefikleri IŞİD ile aynı Suriye’de IŞİD ile aynı faaliyetler ve belki daha vahşi katliamlar uygulayan “Nusra Cephesi” ve diğer bütün terör örgütlerine silah ve finans desteğini sürdürme kararları alıyorlar.

Check Also

Bakiri Kani: İran ve Suriye yakın ilişkileri olan müttefikler ve bölgede istikrarın temel direkleri olarak görülüyorlar