Esad: Türk Halkı Komşumuzdur, Ortak Tarihimiz Vardır, Kendimize Düşman İlan Edemeyiz, Düşman, Erdoğan, Politikaları Ve Zümresidir

ŞAM – Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, Suriye halkının çoğunluğunun hükumetini desteklediğini bu sebeple de, batı ile Arap bölgesindeki petrodolarlar tarafından düzenlenen saldırıya rağmen 9 yıldan beri halen buradayız” diyerek Suriye halkının hikayeyi ve çıkarının ne olduğunu bütün olarak bildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Esad Esad Rus RT İnternational World Kanalının kendisiyle düzenlediği röportajda, Rusya’nın Suriye’ye terörle mücadelede yardım ettiğini çünkü halkını savunduğunu, terör ve ideolojisinin sınırı yoktur, siyasi sınır tanımazlar, dünya da bugün terör açısından tek bir saha haline geldi, Ayrıca Rusya, ulusal çıkarları, halkının çıkarları, dünya istikrarı ve yine Suriye ve içindeki istikrarı açısından uluslararası kanunları üstelendiğini ve uyguladığını vurguladı.

Esad, “Kimyasal suçlamalarının iddiadan öteye gitmediğini, meydana geldiği hakkında konuşanların rivayetini ispat edecek deliller sunması gerektiğini , özellikle de tiyatro sahnelerini düzenleyen beyaz kasklar örgütü, “Nusra Cephesi” terör örgütünün bir koludur” dedi.

Esad, IŞİD terör örgütünün 2014 yılından bu yana Suriye petrolünün çalınmasında iki ortağının bulunduğunu, bunların Türk rejim başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve zümresi ile her zaman başka ülkeleri gasp etmeye çalışan Amerikalar olduğuna dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Esad, İsraillilerin Suriye’nin düşmanı olduğunu, topraklarını işgal ettiğini teröristlerle de doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, Suriye Arap Ordusunun güneyde “Nusra Cephesi”ne yönelik her başarı sağladığında İsrail’in Suriye kuvvetlerini vurduğunu, bu yüzden ilişkinin çok açık olduğunu, İsrail operasyonlarıyla teröristlerin eylemleri arasında bağlantının olduğunun net olduğunu ifade etti.

Esad: Türk halkı komşumuzdur. Ortak tarihimiz vardır. Türk halkını kendimize düşman ilan edemeyiz. Düşman Erdoğandır, politikaları ve zümresidir.

Birinci Soru

Ben Avşin Ratansi, Şam Cumhurbaşkanlığı Sarayındayım. Sayın Suriye Cumhurbaşkanının ev sahipliğinde RT İnternational World kanalının özel röportajına hoş geldiniz..

Sayın Cumhurbaşkanı bizlere bu röportajın yapılması için izin vermenizden dolayı teşekkür ederiz. Sizlerin sorunuzla başlamak istiyorum. Neden, bir buçuk yıl önce değil de şu anda röportaj yapıyorsunuz?

Cumhurbaşkanı Esad:

Suriye’ye hoş geldiniz. Türk işgalinden sonra genel olarak dünyada, özel olarak da Suriye ve bölgede olaylar, Suriye’nin durumunu bir kez daha öne çıkardı. Bu birinci sebep. İkinci sebep, kanaatimce dünya kamuoyu özellikle de batı, son bir kaç yıl içerisinde bir dönüşüme sahne oldu. Kendileri yetkililerinin bölgede, orta doğu bölgesi, Suriye ve Yemen’de cereyan edenlerle ilgili çok sayıda yalan söylediklerini biliyorlar. Kendileri bunların yalan olduğunu biliyorlar lakin gerçeği de bilmiyorlar. Bundan dolayı, bu gerçek hakkında konuşmanın zamanı geldi. Üçüncüsü, batılı birçok medya organıyla röportaj yaptım. Gördüm ki bilgi almaya çalışmıyorlar. Bilakis bir gazetecilik örneği sağlamaya çalışıyorlar. Objektif olmaya çalışmıyorlar, kendi izleyenlerine dünyada ne olup bittiğini aktarmaya çalışmıyorlar. Bundan dolayı bir kaç yıl röportaj yapmayı durdurdum.

İkinci Soru:

Şam Hava alanına giderken yeniden imar çalışmaları gördük. 2011 yılından bu yana ölen askerlerinizin, geçen dönemde ülkenizde yaralananların veya tehcir edilenlerin sayısı nedir?

Cumhurbaşkanı Esad:

Şam’a varışınızdan beri geçen 24 saat içerisinde gördüğünüz istikrar, şehit olan veya yaralanan 100 binden fazla askerin fedakarlıkları sonucudur. Çok sayıda can kaybettik. Bunun yanı sıra havan mermileri veya infazlar sebebiyle ölen binler belki de on binlerce sivil, veyahut da daha sonra kaçırılan veya kaybolanlar. Aileleri de şimdiye kadar onları bekliyor. Söz konusu teröristlere karşı koymada büyük fedakarlıklar vardı. Bu sebeple bu istikrar ve yeniden imarı görüyorsunuz.

Üçüncü Soru:

Sizi destekleyen ülkeler, tabii ki İran ve Rusya’yı kapsıyor. Ülkenizde IŞİD ve El Kaide’ye İngiltere ve Amerika desteğinden bahsetmeden önce, bir “diktatör” için bir “ortadoğulu diktatör” için hayatlarını feda eden ve tehlikeye sokan Rus askerlerini kaybeden Rusyalı ailelere neler söyleyebilirsiniz, sizin hükumetinizi desteklemek için Vladimir Putin’i iten şey nedir?

Cumhurbaşkanı Esad:

Çok önemli bir noktaya işaret ettin, hatta Suriye’de hiç kimse başka bir kimse uğruna ölmez. İnsanlar özellikle de –büyük sayıda- bir dava için ölebilir. Bu dava ülkelerini savunmak.. varlıklarını ve geleceklerini savunmaktır. Bir başka ülkeden gelip başka bir insan için ölen insanlardan bahsediyorsun. Bu şahıs ister diktatör ister adını ne koyarsanız koyun! Dolayısıyla mantığa sığmayan şey bir kişinin gelip, sadece başkan Putin’in başka bir insan yerine veya başkan Putin başka bir şahıs için ülkesinin çıkarlarını tehlikeye sokmak için başka birisinin yerine ölmesi için gönderecek, bu mantık dışıdır. Gerçekte, Rusya, yetkililerinin de söylediği gibi, başkan Putin Lavrov ve diğerlerini kastediyorum tabi, kendi çıkarlarını muhtelif yollarla savunuyor. Bu savunmanın birinci yüzü, bir ülkede teröre karşı savaşmak, bu ister Suriye olsun veya bölgede başka bir ülke olsun, Rusya halkını savunmayı temsil etmektedir.Çünkü, terörizm ve ideolojisinin sınırı yoktur, siyasi sınır da tanımazlar. Tek bir saha olduğunu farz edelim. Dünya bugün terör açısından tek bir saha haline gelmiştir. İkincisi, kendileri uluslararası kanunu üstleniyor ve uyguluyorlar. Kendi görüşlerine göre de, uluslararası kanun, uygulanırsa, kendi ulusal çıkarlarıyla uyuşmaktadır. Dolayısıyla bütün dünyada uygulanması Rusya halkının da çıkarlarını sağlayacaktır. Öyleyse, kendilerinin yaptıkları kendi ulusal çıkarları, dünya istikrarı, Suriye ve içindeki istikrar ile de uyuşmaktadır.

Dördüncü soru:

Şimdi, NATO ülkeleri medya organlarında ülkeniz, hükümetiniz ve siz şahsen, kimyasal silah saldırılarıyla paralel olarak bağlantılısınız. 21 Ağustos 2013 yılına dönelim. Guta’da, hükümetiniz o tarihte Guta’ya kimyasal silah attı mı?

Cumhurbaşkanı Esad:

İşin gülünç yanı tam o tarihte Şam’a olayla ilgili soruşturmakla yükümlü uluslararası bir heyet vardı. Bu olay yerinden de birkaç km uzaklıktaydılar. Mantıksal olarak, farz edelim ki Suriye Arap Ordusunun elinde kimyasal silahlar var ve kullanmak istedi. Kesinlikle o günü kullanmayacaktır. Bu bir. İkincisi, 200 sivilin öldüğünden bahsettiler. Eğer kimyasal silah kullanırsan sivillerle dolu o bölgede belki de on binlerce insanı öldürebilirsin. Üçüncüsü, bu olay sadece batılı yetkililerin zihinlerinde bulunmaktadır. Suriye’ye saldırı için gerekçe olarak kullandıkları bir rivayettir. Kastettiğim budur. Onlar o saldırının vuku bulduğuyla ilgili somut herhangi bir delil sunmadılar. O rapor veya o gerekçeleri yalanlayan çok sayıda rapor ortaya çıktı. Dolayısıyla, iddiadan öteye gitmedi. Suriye ordusu kimyasal silah tersanesinin tümünü uluslararası komiteye teslim etmeden önce kesinlikle kullanmadı.

Beşinci Soru:

Kesinlikle. Daha sonra kimyasal silahlardan kurtulmak için kimyasal silahların yasaklanması örgütünü davet etme kararı aldınız.

Cumhurbaşkanı Esad:

Gerçekte, gelmeleri için bizler davet ettik. Çünkü biz, onların gelip soruşturma yapmaları gerektiği kanaatindeydik. Çünkü biz bunun %100 iddialardan ibaret olduğunu biliyorduk. Lakin bu heyetler her zaman tarafsız olmuyor bilakis çoğu kez taraflı oluyor.

Gazeteci:

Pekala, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü Başkanı Fernando Arias, belki de şu anda örgüt dahilinde şikayetçilerle özel problemlerle karşı karşıya. Şüphesiz burada silahların imha edilmesi operasyonunu gözlemleyen örgüt genel müdürü Ahmet Üzümcü: “Bazı boşluklar, kesin olmayan durumlar, burada ülkenizde örgütün izlediği kimyasal silahların imha edilmesi eyleminde çarpıklıklar bulunuyor” dedi.

Esad: Boşluklar, bizimle ilgili raporda mı?

Gazeteci:

Evet.

Cumhurbaşkanı Esad:

Neden ortaya çıkarmadılar? Bizler bu gibi aynı iddialarla 2013 yılından beri yüzleşiyoruz. 6 yıl sonra ispat etme imkanları olmadı mı? her defasında da Suriye kimyasal silah kullandı dediler. İmkanımız olabilir mi? Bu gözetim veya bütün batı dünyasının gözlerinin üzerimizde olduğu dakik izleme gölgesinde diyelim, arka arakaya kullanmamızın imkanı var mı? Bu konu tamamıyla mantıksızdır. Bizlerin kimyasal silaha ihtiyacı yok, bizler ilerleme kaydediyoruz. Her kimyasal silahtan bahsettiklerinde bizler ilerleme durumunda oluyorduk, kaybettiğimiz zamanda değil. Hatta askeri açıdan, mantık olarak, bu gibi silahları somut olarak mağlup durumdayken kullanabilirsin -tabi ben burada Suriye Arap Ordusundan bahsetmiyorum, çünkü artık bu silahlar elimizde bulunmuyor- ilerleme kaydederken değil.

Gazeteci:

Öyleyse, Cobar, Şeyh Maksud, Serakib ve Halep’te kullandığınızı inkar ediyorsunuz. 4 Nisan 2017 tarihinde Han Şeyhun’dada kullandığınızı inkar ettiğinizi farz ediyorum. Suriye hükumetinin bütün bölgelerde kimyasal silah kullandığını inkar ediyorsunuz?

Cumhurbaşkanı Esad: Bu kıssalardan her biri iddiadan öteye geçmemiştir. Kimyasal silah kullanımından bahseden kişinin kendi kıssasını ispat edecek delili sunması gerekiyor. Kullanıldığına dair kendisinin delil sunması gerekiyor.

Gazeteci: Lakin KSYÖ, İngiltere, ABD ve Fransa’yı sunduğu rapor üzere ülkenizin vurulması gereğini zannetmeye itti.

Esad:Lakin zan ve delil sunma ayrı ayrı şeylerdir. Bizler delil üzerine konuşuyoruz. Kendi rivayetlerini doğrulayacak delilleri nedir? Hiçbir şey.

Altıncı Soru:

O söylentilerde hiçbir gerçeklik payı yok mu? Sizce Suudi hükümeti aracılığıyla isyancıların videolarındaki kimyasal silah kullanımı ile ilgili kanıtların üretildiğini, kimyasal silahların çoktan kullanıldığını, ancak isyancılar tarafından kullanıldığını söyleyemez misiniz?

Cumhurbaşkanı Esad:

Evet, YouTube’da var ve izleyebilirsiniz. Tam bir tiyatro oyunu düzenlediler. Herhangi birisi, sadece kimyasal silahlar alanında değil, aynı zamanda bombalamalarda bile birçok olayda mağdur rolünü oynadığını gösteriyor. İçlerinden birinin mağdur olduğunu gösteren bir oyun ürettiler. Çekimin sonunda da, normal bir insan gibi duruyor ve normal şekilde hareket ediyor. Bunu YouTube’da da izleyebilirsiniz. Çok açık. Size bu kanıtları gösterebiliriz.

Gazeteci:

Ama bundan başka türlü kanıt yok. Çünkü İngiliz Dışişleri Bakanlığı tarafından desteklenen, son zamanlarda Trump yönetimi tarafından da ek destek verilen (Beyaz Kasklılar), videoların tamamen gerçek olduğunu iddia ediyor, bu videoları üreten insanların da, 2018 yılına kadar ülkenizde 50.000 kişinin hayatını kurtardığını söylüyor.

Cumhurbaşkanı Esad:

Bir kez daha söylüyorum, aynı “beyaz kasklı”ların “meleklerin” yüzlerini görmemiz çok kolay. Yüzler aynı yüzler, şahıslar da gerçekte el Kaide ile savaşçı olan “beyaz kasklılar”da çalışan aynı şahıslar olduklarını görebiliriz. Bunu görebilirsin, çünkü fotoğraflar çok açık. Başları kesen aynı kişi, veya bir kişinin ciğerini yiyen aynı kişi. Bu görüntüler çok yaygın internette de kolayca görebilirsin. Bu bölgede bu tiyatroya inanacak insanın var olduğuna inanmıyorum. “Beyaz kasklıların” halkla ilişkiler tiyatrosu. Kendileri “Nusra Cephesi”nin bir kollarıdır.

Yedinci Soru:

Pekala, British Broadcasting Corporation (BBC) ve Uluslararası Af Örgütü, hükümetinizin 2012’den bu yana Güvenlik Konseyi’nin 2139 sayılı kararını ihlal ettiği ve 11 bin kişiyi “varil bombaları” kullanarak öldürdüğünü iddia ediyor. Aslında, İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), uydudan çekilen fotoğraflara işaret ederken siz YouTube videoları hakkında konuşuyor ve onların üretildiğini söylüyorsunuz. Bunlar NATO ülkelerindeki en büyük medya kuruluşları ve en büyük Sivil Toplum Kuruluşlarıdır (STK).

Cumhurbaşkanı Esad:

İyi bir savaş yoktur. Bu sezgisel bir gerçektir. Herhangi bir savaşta her zaman mağdur vardır, ancak sivilleri öldüren ve halkını öldüren bir ordu veya devlet hakkında konuşmak, basit bir nedenle gerçekçi değildir ki; Suriye’deki savaş halkın gönlünü kazanmaktır. İnsanların kalbini bombalayarak kazanamazsınız. Suriye ordusu teröristlerle savaşıyordu. Bazı sivilleri hedef alan bazı yan mermiler olmasına rağmen – bu olmuş olabilir ve bu konuda soruşturma yapılabilir – fakat, Suriye halkı, eğer devletleri, başkanları ve orduları tarafından öldürüyorlar ise onları nasıl destekleyebilirler?

Sekizinci Soru:

Doğu Halep’i yeniden kazanmak için tek yol bombardıman mıydı? Komutanlarınız veya şahsen siz bu yöntemi, yalnızca İngiltere ve ABD tarafından desteklendiği söylenen El Kaide ve IŞİD’den kurtulmak için mi kullandınız? Hava bombardımanıyla onlardan kurtulmanın tek yolu bu muydu?

Cumhurbaşkanı Esad:

Kesinlikle, başardık da. Savaşmadan kontrolü yeniden kazandığımız başka alanlar da var. Bu gruplarla müzakereler yaptık ve o bölgeleri terk ettiler ve daha sonrasında o bölgelere girdik.

Gazeteci:

Ama doğru bildiğinizi düşündüğüm ve doğu Halep’teki yıkımı gösteren resimleri izliyorsunuz. El Kaide ve IŞİD bağlantılı diğer grupları hezimete uğratmanın tek yolu bu muydu?

Cumhurbaşkanı Esad:

Doğu Halep’te bahsettiğiniz o gruplar, günlük olarak sivilleri vurmayı adet haline getirdi. Halep’te yüz binlerce insanı öldürdü. Ordunun ve devletin görevi ise bu sivilleri bu teröristlerden korumaktır. Teröristlere saldırmadan bunu nasıl yapabiliriz?

Dokuzuncu Soru:

Pekala, bu sizi savunma amaçlı olarak NATO ülkeleri medya organlarında yayınlanmadı. Şimdi, Suriye ve Rus hava kuvvetleri tarafından, Doğu Halep’in bir bölümünü bombalarken çifte bombardıman kullanıyordunuz, acil yardım görevlileri geldiğinde de tekrar bombalıyordunuz bununla ilgili ne dersiniz?

Cumhurbaşkanı Esad:

Batı’da, yalnızca Suriye ordusunun sivilleri kasten ve gerekçesiz öldürdüğünü gösteren dezenformasyonlu hikayeler çoktur. Buna ek olarak, (Beyaz Kasklar) olarak adlandırdıkları kişiler kendilerine teröristlerin karargaha dönüştürdükleri hastaneyi videoya çekerek Suriye ordusunun sivillerin acı çekmesine neden olmak için insani olanaklara saldırdığını söylüyorlar. Aslında, tam tersi oldu: O siviller bu yerlerden kaçarak bütün bölgelerde hükumetin tarafına geçti bu sadece Doğu Halep’e özgü değil. Şimdi Doğu Halep’e giderseniz, bu insanların hala hükumetin gözetimi altında orada yaşadıklarını göreceksiniz. Neden onları öldürmedik? Neden Türkiye’ye kaçmadılar? Sadece bu Batılı iddiaları tek başına çürütmektedir.

Gazeteci:

Ama dediğim gibi, İngiliz destekli Beyaz Kaskların başkanı Raid Salah, Programımda konuştu, siz ve Rus hükümetinin iddialarına rağmen, terörist değil insani bir örgüt olduklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Esad:

Ama resimlerin var, videoların var, kanıtların var. Öyleyse söylediğimiz şey iddia değil. Peki bunu nasıl bildik? Kendi fotoğrafları aracılığıyla. Size tüm bu kanıtları verebiliriz. Elimizde kanıt var.

Soru 10:

Dera ve Şam’daki ilk gösterilere geri dönmek istiyorum ve yine Beyrut’taki Dürzi lider Velit Canbulat’ın popüler bir BBC programında kameraya 13 yaşındaki Hamza el Hatib’in öldürülmesi emrini sizin verdiğinizi söylüyor. Bu doğru mu? Program daha sonra, yaptığınız hataların, ülkenizdeki El Kaide ve IŞİD’e yönelik İngiliz ve Amerikan desteğinin değil, meydana gelenlere yol açtığını söyleyen çok sayıda insanla bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Esad:

Başlangıçta, ilk günlerde gerçekleştirilen gösteriler sırasında, mermilerle açılan ateş sonucunda beş polisimizi kaybettik. Polislerin öldürüldüğü barışçıl gösterilerden nasıl bahsedebiliriz?

Gazeteci:

Lakin, 13 yaşındaki bir çocuğun öldürülmesini nasıl emredebilirsiniz?

Cumhurbaşkanı Esad:

Ben şu anda ilk başlangıçtan bahsediyorum, demek istediğim en başından beri “barışçıl gösteriler” ifadesi doğru değildi. Ateş edildi ve polise kimin ateş ettiğini ve sivillere kimin ateş ettiğini belirleyemiyordunuz, çünkü o sırada olayların çoğunda, polisin makineli tüfekleri ve hatta tabancaları bile yoktu.

Gazeteci:

Ama bu çocuk işkenceye maruz kaldı?

Cumhurbaşkanı Esad:

Hayır, hayır, doğru değil, bunu yapmadık.

Gazeteci:

Vücudunda sigara izleri vardı…

Cumhurbaşkanı Esad:

Hayır, öldürüldü ve işkenceye maruz kaldığı iddia edildi. İşkence görmedi. Öldürüldü ve hastaneye kaldırıldı, ailesiyle de görüştüm ve kendileri gerçek hikayeyi biliyorlar. Bu sadece Batı medyasında söylenen şey. Bu Suriye’de bilinen hikaye değil. Bu yüzden gerçekliğimizden tamamen ayrı olan hikayelere şaşırıyorum. Muhakkak ki o öldü, ama nasıl öldü, onu kim vurdu, kimse bilmiyor. Bir kaos durumu vardı. Kaotik gösteriler olduğunda da, herhangi bir şahıs gösteriye gizlice girip her yöne ateş etmeye başlayabilir, karşılık vermeleri için polisi öldürebilir veya bunun tam tersi de olabilir.

Soru 11:

Almanya’da tutuklanan Enver Reslan ve İyad el Garib’i duydunuz mu? Almanlar protestoculara işkence yapmak için işkence birimlerinizden biri olan 251. Şube’nin olduğunu iddia ediyorlar.

Cumhurbaşkanı Esad:

İşkence birimlerimiz yok. Suriye’de bir işkence politikamız yok. Neden işkenceyi kullanalım? Soru bu, neden? Psikolojik bir durum mu, sırf insanlara bu sadist biçimde işkence etmek istediğin için mi? Neden işkence uygulayalım? Bilgiye ihtiyacımız olduğu için mi? Elimizde bütün bilgiler mevcut. Suriye halkının çoğunluğu hükümetlerini destekledi. Bu nedenle, Batı ve Arap bölgesindeki petrodolarların saldırısına rağmen dokuz yıldır ayaktayız. Tek sebep budur. Dolayısıyla, insanlara neden işkence ediyorsun, soru budur. Bu politika değildir. Bireysel olaylar hakkında konuşursanız, bunlar intikamı olmayan herhangi bir kişi tarafından veya başka bir nedenden ötürü gerçekleştirilebilecek bireysel olaylardır ve dünyanın herhangi bir yerinde olabilir. Fakat bunun gibi bir politikamız yok. İşkencenin, bir devlet olarak, durumumuzu daha iyi hale getireceğine inanmıyoruz. Bu kadar basit. Bu yüzden kullanmıyoruz.

Soru 12:

İngiliz hükümeti İranlı bir tankeri tutuklamak için Kraliyet Filosunu gönderdiğinde ne yaptınız? İran’ın Suriye’ye gerçekten ısınma için yakıt gönderdiğini söylediler. Avrupa Birliği’nin uyguladığı yaptırımlar bu kış Suriye’nin en fakir kesimine zarar verecek mi?

Cumhurbaşkanı Esad:

Kesinlikle. Evvela, bu korsanlıktır. Birleşik Krallık tarafından işlenen korsanlıktır. “sistem” kelimesinin öz manası da budur. Çünkü sistem, korsanlık ve çeteler benzer şeylerdir. İkincisi, evet, Suriye’deki insanlara zarar vermek istediler. Neden? Çünkü bu insanların savaşın çeşitli aşamalarında hükümete karşı ayaklanması bekleniyordu, ama olmadı. Teröristleri desteklemeleri gerekiyordu: “ılımlı silahlı muhalefet”, “Beyaz Kasklı Melekler Melekler”e, ancak insanlar bunu yapmadılar bilakis hükümetlerinin yanında durdular. Bu yüzden acı çekmeleri gerekiyordu.. Bedel ödemeleri gerekiyordu. İnsanlara, kendi ajandalarını desteklemeleri gerektiği konusunda ders vermek istediler, bu bir. İkincisi, belki de hükümetlerine karşı hareket etmelerini sağlamak için yapılan son korsanlık girişimiydi. Ama bunu geçen kış da denediler, daha önce de denediler ama işe yaramadı, çünkü insanlar bütün hikayeyi biliyorlar ve çıkarlarının nerede olduğunu biliyorlardı.

Soru 13:

Dünyanın güney yarısı, siz ve hükümetiniz bakanları, NATO hükümetlerini El Kaide veya IŞİD’i desteklemekle suçlamanın doğal olduğuna inansa dahi, bu röportajı izleyen NATO’ya üye ülkelerdeki izleyiciler bunu saçma sayabilirler. İngiliz hükümeti veya Obama yönetimi – Donald Trump’ın aniden ne olup bittiğini varsaydığımdan – El Kaide ve “IŞİD”i desteklemek istesin?

Cumhurbaşkanı Esad:

Neden? Çünkü gerçekler öyle söylüyor.. Bu gerçeklerde, herkesten önce Amerikalı yetkililerin kendilerinin kendi dilleriyle söylediği gerçeğidir. John Kerry, Hilary Clinton ve daha birçokları gibi, kendi ifadeleriyle o zamanlardaki Sovyetler Birliğine karşı kendi ellerinde edat olmaları için Afganistan’da el Kaide’yi desteklediklerini itiraf ettikleri zaman. Bunu kendileri söyledi. Bu bizim ürettiğimiz şey değil, kendi işlerinin yoludur.

Gazeteci:

11 Eylül’de olanları gördüler. Aynı hatayı neden bir daha işlesinler ki?

Cumhurbaşkanı Esad:

 

 

Çünkü Amerikan politikası genel olarak deney ve hata ilkesine dayanmaktadır. Afganistan’ı işgal ettiler, hiçbir fayda sağlamadılar. Irak’ı işgal ettiler yine hiçbir fayda sağlayamadılar. Başka ülkeleri işgale başladılar lakin başka yollarla. Yöntem değiştirdiler. ABD ile şimdiki sorun, varoluş savaşı gütmesidir. Bunun için Ruslarla, İranlılarla ve Suriyelilerle savaşmak istediler. Kendilerine “Hayır” diyen herkese, müttefikleri bile, Batılı hükümetler gibi, kendilerine “hayır” derlerse onlarla savaşacaklardır. Onların edatlara ihtiyaçları var. Bunu Irak’ta denediler ama ordularını göndermekle başaramadılar. Çok fazla kaybettiler, ABD içinde dahi ağır bedeller ödediler. Bu nedenle, kendi vekillerini göndermeleri daha kolaydır. Dolayısıyla, El Kaide, Suriye hükümetine karşı, Rus hükümetine ve İran hükümetine karşı kendilerinin vekilidir. Bunun için kullanıyorlar, ama deliller var. Öyle ya, IŞİD 2014 yılında aniden nasıl ortaya çıktı? Hiçbir şeyden mi? Boşluktan mı? Irak ve Suriye’de aynı anda?! Ve Amerikan silahlarıyla ?! Bu çok açıktır. ABD uçaklarının denetimi altında Türkiye’ye milyonlarca varil petrol kaçakçılığını nasıl geçirmiş olabilirler? Nasıl? Çünkü Amerikalılar onları Suriye ordusuna karşı kullanmak istedi. Bunlar bizim söylediklerimiz değil. Amerikalılar bunu söyledi ve gerçekler aynı hikayeyi doğruladı.

Soru 14:

Fakat bunlar olurken, uluslararası kuruluşlarla ve farklı taraflarla konuşuyordunuz. BM elçisi Staffan de Mistura’nın BM’de son günlerde yaptığı konuşmada: “Halep, İdlib ve Dareyya’da olanlara karşı vakıf olduktan sonra, Esad ile el sıkışıp,”Malesh” (sorun değil) diyemedim” demesi hakkında ne diyeceksiniz? Bunlar tarafsız gözlemci olarak konuştuğunuz insanlar. Geri dönüp baktığınızda, bu insanlardan herhangi biri tarafsız mıydı?

Cumhurbaşkanı Esad:

Tarafsız olursa o konumda olamaz çünkü Amerika Birleşik Devletleri sadece kuklaları kabul eder. Bu onların davranışı.

Gazeteci:

Ama onunla el sıkıştınız?

Cumhurbaşkanı Esad:

Evet. Daha sonra da benimle buluşmak istedi. Ben reddettim. Dolayısıyla, evet, benimle el sıkışmak istedi. Amerikan ajandasını uygulamak istiyordu, belki de biraz daha akılcı bir şekilde, ancak bu işe yaramadı. Kendisi taraf tutuyordu. Ve bu nedenle başarısız oldu.

Soru 15:

Bu Cenevre süreci hakkında ne diyeceksiniz? Suriye heyetinin hükümetiniz tarafından desteklendiği ancak Suriye hükümetini temsil etmediği bildiriliyor. Öyleyse bu Cenevre ayağı nedir? Çatışma sonrası bir yol mudur? Bu şekilde tanımlandığından emin değilim.

Cumhurbaşkanı Esad:

İlk önce gösteriler yoluyla daha sonra teröristler yoluyla elde edemediklerini politika ile kazanmaya dayalı bir Amerikan hilesidir. Dolayısıyla bunun politik süreç kanalıyla sağlanmasıdır. Bu yüzden bir kez daha işe yaramadı. Cenevre bu nedenle başarısız oldu çünkü, hükümeti “geçici bir heyet” aracılığıyla –adının ne olduğu önemli değil- devirmeyi hedefliyordu. Bu yüzden Cenevre başarısız oldu, biz de Ruslarla Soçi’ye gittik. Sebep budur. Soçi başarı sağladı. Heyeti geçen ay gönderdik ve geçen hafta anayasayla ilgili müzakerelere başladı.

Gazeteci:

Öyleyse, Donald Trump ilan edeceği zaman..

Cumhurbaşkanı Esad:

Özür dilerim, bu seferki sorun Cenevre toplantılarıyla mı ilgiliydi?

Gazeteci:

Şu anki Cenevre ayağı hakkında konuşuyordum.

Cumhurbaşkanı Esad:

Şimdi, eğer bu Cenevre hakkında konuşursak, burası sadece mekandır, coğrafyadır, söylemek istediğim politik süreç hala Soçi’dir. Soçi. Bu toplantıların nerede yapıldığı veya müzakerelerin nerede başladığı önemli değil, her halükarda Soçi’dir.

Soru 16:

Ancak NATO ülkelerindeki büyük Batı medyasında söylenen şey, yolun Soçi değil Cenevre rotası olduğudur.

Velhasıl.. Rusların Amerika Birleşik Devletleri’nin kuzeydoğu Suriye’den ayda 30 milyon dolarlık petrol çaldığını söylediği bu ilginç hikayeye inanıyor musunuz? Bu Trump’ın Cenevre görüşmelerinde kullandığı bir pazarlık kağıdı mıdır? ABD gibi petrol ihraç eden bir ülke, aylık 30 milyon dolarlık bir petrol miktarıyla neden ilgilensin ki?

Cumhurbaşkanı Esad:

IŞİD 2014 yılından bu yana Suriye petrolünün kaçakçılığını yapıp çaldığında, iki ortağı bulunuyordu.. Erdoğan ve zümresi. Ve Amerikalılar.. Bu CIA veya herhangi taraf olursa olsun böyledir. Dolayısıyla. Trump’ın yaptığı sadece gerçeği ilan etmesidir. Yeni bir şey konuşmuyor. Hatta bazı Kürtlerin Suriye petrolünü çalmaya başladıklarında bile, Amerikalılar ortakları idi.. Dava, para ve petrol davasıdır. Trump’ın son olarak söylediği de budur. Bu kesinlikle yeni değildir ve de bu görüşmelerle de yakından uzaktan ilgisi yoktur.

Gazeteci:

Fakat neden öfkeli görünmüyorsunuz. Bu, açıkça, ülkelerin kaynaklarının yağmalanmasıyla ilgili 4. Cenevre Sözleşmesine açık ihlaldir.

Cumhurbaşkanı Esad:

Elbette, öfkeliyiz.. Her Suriyeli de öfkeli. Kesinlikle. Bu yağmadır.. ama uluslararası bir sistem yok, uluslararası hukuk yok, açıkçası, bu sadece savaş sırasında değil, yeni değil. Amerikalılar her zaman, sadece petrol, para veya finansal kaynakları açısından değil, başka ülkeleri de farklı şekillerde yağmalamaya çalışıyorlar. Haklarını, siyasi haklarını ve diğer tüm haklarını da çalıyorlar. Bu, en azından II. Dünya Savaşı’ndan sonraki tarihi rolleridir. Dolayısıyla bu yeni değil, garip değil ve önceki politikalarından ayrı değil, ancak zaman zaman farklı biçimler alıyor. Bu petrol yağmalama ile temsil olunan şey.. Amerikan politikasının en açık şeklidir.. Yani diğer halkların haklarını yağmalamaktır.

Soru 17:

Savaşın büyük bir kısmı, Rus borularının Avrupa Birliği’ne ulaşmasını engelleyecek olan fosil yakıt boru hattının Orta Doğu’dan Avrupa’ya gelişiyle mi temsil oluyordu?

Cumhurbaşkanı Esad:

Bu çok objektif, ancak bazılarının cumhurbaşkanından Suriye’den güneyden kuzeye uzanan bir hat açılmasını istediğini ve Ruslar için “hayır” dediğini söylüyorlar. Aslında, bu olmadı. Bu doğru değil, fakat doğudan batıya, İran’dan Irak kanalıyla, Suriye ve Akdeniz’e doğru bir boru hattı vardı. Eğer bu bir sebep ise, bu muhtemeldir. Ve Eğer savaş bir faktör olarak petrolle alakalıysa, bunun doğru olması mümkündür. Ancak bu faktör tek faktör değil; ABD ile dünyanın geri kalanı arasında bir savaş olduğunu unutma. Bugün tanık olduğumuz şey, depremlere neden olan tektonik levhaların hareketidir, çünkü dünya düzeni II. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulduğu için, özellikle de Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra bitti ve tek kutuplu bir dünya sitemi işlemez oldu. Böylece, Rusya, Çin, Hindistan ve diğer ülkeler gibi ortaya yeni çıkan güçler oldu. ABD’de, kendisine dünyaya önderlik edecek hiçbir ortağı kabul etmiyor. Hatta İngiltere, Fransa ve hatta süper güç olarak adlandırmayacağım, başka büyük ülkeler bile kabul etmiyor, çünkü bunun başka bir anlamı var, artık süper güç değiller. Ortak kabul etmiyorlar, o yüzden şimdi savaşıyorlar. Bu nedenle Suriye’deki savaş, tabiri caizse, silahsız ve vekaleten bir üçüncü dünya savaşıdır. Farklı faktörler var. Petrol de, bu savaşın, petrol için savaştığı gerçeği olmadan onlardan biri. Olanların sadece petrol sebebiyle olduğunu sanmıyorum.

Soru 18:

Tabii ki, bazıları Suriye’nin tarihsel olarak, babanız ve siz, Filistinlilere ve BM’nin Filistinliler hakkındaki kararlarını her zaman desteklediğinizi söylüyor. Çok sayıda kimsenin kitle imha silahlarına sahip olduğuna inandığı İsrail’in Avrupa Komisyonu, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı’nın politikasını etkilediğini görüyor musunuz?

Cumhurbaşkanı Esad:

Kesinlikle, İsrailliler düşmanlarımız, topraklarımızı işgal ediyorlar; Suriye’ye karşı olabilecek herhangi bir şeyin bir parçası oldukları da açıktır: Herhangi bir plan, kışkırtma, teröristlerle olan doğrudan ilişkileriyle, çünkü Netanyahu hastanelerinde tedavi gören teröristleri bile ziyaret ediyordu.

Gazeteci:

O görüntülerin gerçek olduğunu ve İsrail hükümetinin, hükümetinizi yıkmaya çalışan El Kaide ve IŞİD’li silahlılara doğrudan destek sağladığını düşünüyor musunuz?

Cumhurbaşkanı Esad:

İsraillilerin bizzat kendileri bu fotoğrafları haber olarak yayınladılar. Bizim iddialarımız değildi. İkincisi, Suriye ordusu güneyde Nusra Cephesi’ndeki teröristlere karşı her ilerleme kaydettiğinde, İsrailli uçaklar güçlerimizi bombalıyor, Suriye’nin başka bir bölgesinde de ilerledikçe uçakları ordumuza karşı hava saldırıları yapmaya başlıyordu. Olan bu. Bu nedenle bağlantı çok açıktır. Dolayısıyla İsrail operasyonlarıyla terörist operasyonları arasında bir ilişki söz konusuydu. Bu ilişki ilk önce doğrudan teröristler, ikincisi Amerikalılar, üçüncüsü Avrupalılar aracılığıyla oluyordu. Bu sadece savaş sırasında değil, savaştan önce olan bir ajanda ile çıkarları vardı. Öyleyse doğal olarak öngörülebilir ve İsrail’in tüm bunların bir parçası olması muhtemeldir.

Soru 19:

Gerçekten, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa güçlerinin, hükümetinizi yok etmek için ülkenizi hava bombardımanına tuttuğu bir dönemde, NATO medyasındaki önemli haberler, İdlib ilinde 75. ABD alayına göre Bağdadi’nin öldürülmesiyle ilgiliydi. Söylediklerinize dayanarak, Bağdadi’nin öncelikle ABD’nin Irak’taki Abu Ğurayb işkence hapishanesinde eğitildiğini düşünüyor musunuz?

Cumhurbaşkanı Esad:

Hapishanelerinde ve onların gözetimi altındaydı, El Bağdadi’yi serbest bırakanlar da Amerikalılardı, bu yüzden, kendisine hiçbir rol vermeden onu serbest bırakmazlardı. Bağdadi aniden, kendisinin de ilan ettiği gibi dünyadaki Müslümanların halifesi oldu. Amerikalılar tarafından bu rolü oynaması için hazırlandı ve biz öldürülmesiyle ilgili bu son hikayeye inanmıyoruz. Öldürülmüş olabilir, ama söyledikleri gibi değil. Hikayenin tamamı, Amerikalıların yalnızca son birkaç yılda değil, on yıllar öncesine dayanan teröristlerle olan işbirlikçileriyle olan ellerini yıkamakla ilgili. Bu, hafızanızı sildiklerinde fantezi filmlerinde olanlara benzer. Bu teröristlerle, özellikle de El Kaide, IŞİD ve Nusra Cephesi ile doğrudan ilişkilerine dair kamuoyu hakkındaki hatıralarını silmek istediler. Saddam Hüseyin yakalandığı zaman, yayınladılar. İdam edildiğinde de idam eylemini yayınladılar. Oğulları da öldürüldüğünde cesetlerini gösterdiler. Kaddafi ile de aynı şey oldu. Peki neden bize Bin Ladin’in cesedini göstermediler? Neden bize Bağdadi’nin bedenini göstermediler? Bu sadece teröristlere karşı olmakla ilgili olup çok karmaşık süreçle ilgili üretilmiş bir hikayedir. Öldürülmüş olabilir; çünkü bir kişi olarak süresi dolmuştur. Ve bir başkasına ihtiyaç duymuşlardır, belki de IŞİD adını tamamen değiştirmek, başka bir IŞİD çıkarmak için başka bir isim vermek ve bir kez daha Suriye hükümetine karşı tekrar kullanılan bir örgüt olarak sunmak için ılımlı başka bir isim vermek istemiş olabilirler.

Gazeteci:

Bir kez daha, medya organları bunu yayınlamadı, ama elbette ki Trump yönetimi, hükümetinize Bağdadi’nin suikastiyle ilgili olarak teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Esad:

Bizler hiçbir eylemin parçası değiliz.

Gazeteci:

Onlarla diyalog içerisinde değil misiniz?

Cumhurbaşkanı Esad:

Kesinlikle, herhangi bir Suriye kurumu ile ABD’de herhangi bir kurum arasında kesinlikle hiçbir ilişki yoktur.

Gazeteci:

Son Cenevre görüşmelerinde Avrupa Birliği temsilcileriyle de mi?

Cumhurbaşkanı Esad:

Hayır, kesinlikle, hiçbirisiyle herhangi bir ilişkimiz yok. Suriye’ye karşı doğrudan rol oynayan çoğu Batı ülkelerinin çoğuyla ilişkimiz yok.

Gazeteci:

Bir NATO üyesi olan Türkiye ile bir düşmanlık durumunda olduğunuzu biliyorum, ancak Erdoğan ve belki de siz, Batı politikasının sonuçlarının AB’ne yansıdığının farkındasınızdır. Sizce, Avrupa hükümetleri İngiliz “IŞİD” militanlarının AB’ye olası girişine nasıl tepki verecek? Bir kişinin Londra, Paris veya Berlin’de olma tehlikesi ne kadardır?

Cumhurbaşkanı Esad:

Aslında, Erdoğan ile AB arasındaki ilişki iki yönlüdür; ondan nefret ediyor ama istiyorlar. Ondan nefret ediyorlar çünkü onun İslami bir fanatik olduğunu biliyorlar. Bunu biliyorlar ve bu aşırılık yanlılarını ya da belki de teröristleri kendilerine göndereceğini biliyorlar.

Gazeteci:

Ülkenizden birçok mülteci kabul etti.

Cumhurbaşkanı Esad:

Birçoğu Suriye’den, ama başkaları değil, bilakis dünyanın farklı bölgelerinden geldiler, sadece Suriye’den değil, gerçek şu ki çoğunlukta Suriyeliler. Çoğunluğu da aşırılık yanlısı değil, çoğu terörist değil. Çünkü Türkiye’ye giden Suriyelilerin çoğu Suriye’deki terör ve teröristlerin gerçekleştirdiği bombalamalar nedeniyle Suriye’dden çıktı. Öyleyse, Erdoğan’ı istemiyorlar ve aynı zamanda da ondan korkuyorlar. Ancak diğer yandan, eğer bu Suriyelilerle diğer mültecileri göndermenin Avrupa için bir tehdit olduğunu söylersek, Suriye’deki teröristleri desteklemek kendisi için daha da tehlikelidir. Bu en tehlikeli kısım. Dolayısıyla, bu ikiyüzlülüktür. Bir kaç terörist de dahil olmak üzere çoğunluğu ılımlı olan birkaç milyon insandan korkarken, Suriye’de en azından on binlerce, belki de yüz binlerce kişinin ülkene geri dönmesinden korkmadığın teröristleri doğrudan destekleyebiliyorsun.

Soru 20:

 

İngiliz hükümetinin IŞİD eski militanlarından vatandaşlıklarını geri çektiği söyleniyor. Ancak şu anda İdlib’de çatışmalar yaşanıyor ve Rus uçakları orada aktif durumda. İdlib’i kurtarmanın zaman çerçevesi nedir? Suriye hükümetini devirmeye çalışanlar için af olacak mı?

Cumhurbaşkanı Esad:

Askeri açıdan, İdlib’i kurtarmaya başlarsak çok uzun sürmeyecek, fakat yaptığımız şey veya planımız sivillere çıkma şansı vermek. Olan da budur. Lakin kendileri gerçekte, hükümet bölgelerine serbestçe gidemiyorlar, kaçırılıyorlar veya her hafta birkaç aile şeklinde sızıyorlar diyelim, çünkü ayrılmak isterlerse öldürülebilirler de.

Gazeteci:

Güney veya batı?

Cumhurbaşkanı Esad:

Güney’e Hükümet bölgelerine doğru.. Gerçekte güneye ya da doğuya doğru hareket ediyorlar. Bu sivillere zarar vermemek ayrılma şansı vermek açısından bizim için çok önemli.

Gazeteci:

Fakat Rusya ve ordunuzdan destekli hava saldırıları var. Raporlar, son birkaç gün içinde bazı sivillerin öldürüldüğünü söylüyor. İdlib ne zaman geri alınacak?

Cumhurbaşkanı Esad:

Açıkça söylüyorum, o hava saldırıları teröristlerin bulunduğu tesislere yöneliktir.

Gazeteci:

İnsani yardım kuruluşlarının merkezleri?

Cumhurbaşkanı Esad:

Batı romanında, Batılı medyada, savaşın dokuz yılı boyunca, her Suriye veya Rus hava saldırısı hiç şüphesiz ya sivillere veya insani kurumlara yöneliktir. Maalesef, kendi rivayetlerine göre de, mermilerimiz, roketlerimiz ve bombalarımız silahlıları öldürmez, sadece sivilleri öldürür. Gördüğümüz üzere her zaman olan budur. Tabii ki hayır, bu kez yine Batılı romanın ikinci bölümü ve bence bu romanı tartışmak zaman kaybından başka bir şey değil. Bir kez daha söylüyorum , bu bizim çıkarlarımıza aykırıdır. Çıkarımız, sivilleri korumak için teröristleri öldürmektir, söz konusu sivilleri ve masum insanları, onlar tarafından öldürülsün diye teröristlerin kontrolü altında bırakamamakta yatıyor.

Soru 21:

Peki, ancak Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ile anlaşmanızın niteliği nedir? Ülkenizde bulunan örgütler için çok sayıda isim bulunuyor, NATO medya organlarında iyi adamlar olarak lanse edilen beyaz şapkalılar gibi bazıları var. Otorite paylaşımı için bir formül var mı? DSG kimdir?

Cumhurbaşkanı Esad:

Hayır, bu, Suriye ordusunun hareket ettiği bölge üzerinde tam kontrolün yeniden kazanılması ve devlet hizmetlerinin sunulması ile ilgili. Sonuç olarak, bu alanlara tam egemenlik sağlanıyor, ancak bu anlaşma, Türklerin Suriye’yi işgal etmek için bahanelerini kaldırmak için, DSG kuvvetlerinin güneye 30 km çekilmeleri hususuyla ilgilidir.

Diyelim ki kendileri şimdi silahlarını koruyacağı için geçiş aşamasındayız, ancak biz onları Suriye ordusuna katılmaya davet ettik. Bazıları reddetti. Ancak son birkaç gün içinde bazıları Suriye ordusuna katılmaya hazır olduklarını söyledi. Bu nedenle, ne olacağını henüz bilmiyoruz, ancak savaştan önce, hukuk devleti ve devlet egemenliği devleti olduğunda ve bundan başkası yok iken, savaştan önceki normal duruma geri dönmeleri için onları orduya katılmaya davet ettik.

Soru 22:

Kürt kuvvetlerine gelince, bu uzun yıllardan sonra yoruldular mı? ABD ve CIA’den para aldıklarını düşünüyorsunuz, şimdi geri dönüşlerine sıcak bakıyorsunuz.

Cumhurbaşkanı Esad:

Birincisi, “DSG” sadece Kürtlerden değil, Kürtler, Araplar ve diğerlerinin bir karışımıdır. İkincisi, DSG hakkında konuştuğumuzda, içindeki Kürtler, bir bütün olarak Kürtlerin bir parçasıdır. Kürtlerin çoğunluğu hükümetle iyi bir ilişki içinde iken, ve bu Kürtlerin çoğunluğu hükümeti destekliyordu. Ancak, Amerikalıların silah ve parayla birlikte alenen desteklediği ve birlikte petrol kaçakçılığı yaptığı sözde “Demokrat Birliği Partisi”nin ta kendisiydi. Bunların çoğu açıkçası Amerikan işbirlikçileridir, hepsini söylemiyorum çünkü hepsini tanımıyorum. Ancak son birkaç yıldaki politikaları, Amerikalıların kalmalarına yönelik davetler, Amerikalılar ayrılmak istediklerinde öfkelenmeler ve yakın zamanda Suriye ordusuna katılmak istemediklerini söylemekti.

Gazeteci:

Söyleyeceğiniz şey, Erdoğan’ın DSG’yle ilgili bana söyleyebileceklerine çok benzemiyor mu?

Cumhurbaşkanı Esad:

Onlarla ilgili mi?

Aslında Erdoğan’ın iki aşamalı bir ajandası var: İhvancı vasfıyla olan ajandası ve Amerikan kuklası olma sıfatıyla Amerikan ajandası. Öyleyse bu gündemin iki kısımdan oluşuyor ama paralel çalışıyorlar. Aynı zamanda, “demokratik birlik partisi” ni (PYD) oluşturan gruplar, kendisine Suriye’yi işgal etmesi için bir bahane ve sebep sağladı. Bu, işgalin meşru olduğu anlamına gelmez. Kelimenin tam anlamıyla yasa dışıdır. Fakat ona bahaneyi verdiler, çünkü yıllarca Suriye’nin kuzeyini işgal etmek istediğini ve bölgeyi teröristlerden temizlemek istediğini ilan ediyordu. Bununla da Demokrat Birliği Partisi’ni kastediyordu. Ve ona bu bahaneyi vermeye devam ettiler. Olan da buydu. Bu yüzden bunun için suçlanacaklar, ama Erdoğan bir işgalcidir.

Gazeteci:

Pekala, ama NATO’nun veya NATO ülkelerindeki bazı kişilerin, istemediğimiz tek şeyin Ankara ile Şam arasında barışın olması olduğunu söyleyebileceklerini görmüyor musunuz? Batı başkentlerinde tasarlanan “böl ve yönet” ifadesinin uygulanmasına katkıda bulunmuyor musunuz? Erdoğan ile herhangi görüşme şansı var mı?

Cumhurbaşkanı Esad:

Onunla toplantı yapmak söz konusu değildir. Birisinin topraklarınızı işgal ederken, onunla görüşmek için favori olacağını sanmıyorum. Birkaç toplantı yaptık …

Gazeteci (araya girer):

Siz düşmanlarınızla pazarlık ediyorsun, arkadaşlarınla değil.

Cumhurbaşkanı Esad:

Evet, ama Erdoğan’la değil, benimle onun arasında da değil. Toplantılar güvenlik seviyesinde, Ruslar aracılığıyla yapıldı. Yani, üçlü bir toplantıydı, iki ya da üç kez oldu, ama hiçbir sonuca yol açmadı. Bu nedenle, düşmanlarla pazarlık yapma ilkesine aykırı değiliz, özellikle de Türkleri düşman olarak saymıyoruz. Türk halkı komşu halktır, ortak bir tarihimiz var ve onları kendimize düşman yapamayız. Düşman Erdoğan’dır, politikası ve zümresidir. Sonuç olarak, Türkiye ve Suriye’de bu gruplara karşı anlaşmaya varmış olabiliriz, Suriye’yi de aleni ve resmi olarak istila ettikten sonra, diğer konularda hemfikir olduğumuz anlamına gelmiyor.

Soru 23:

Siyasi kararını her zaman elinde bulunduran Suriye gibi ülkeler.. Filistinlileri ilgilendiren.. Güney yarım kürede kurtuluş hareketleri olarak görülenlere tarihsel destek verdiler. Neoliberal ekonomilere dönüşmeye başladı. Bir önceki ziyaretimde, Şam’da bakanlarınız arasındaki konuşmaların tümü özelleştirme konusunda idi. Suriye toplumundaki seçkinler, Batı’da Harvard Business School’da okuyanlar hakkında konuşuyorlardı. Suriye’deki çatışmanın başlangıcı, bu toplumun dokusunu tahrip eden neoliberal özelleştirme planlarını uygulamaya başladığınızda değil miydi?

Cumhurbaşkanı Esad:

Aslında, özelleştirme konusunda bir tartışma yapıldı ve biz bir hükümet ve genel olarak bir devlet olarak bunu reddettik, Suriye’deki sendikalar bile reddetti. Çoğunluk neoliberal politikaları reddetti çünkü fakirleri yok edeceğini biliyorduk. Bu önceydi…

Gazeteci:

Herkes burada 2009 yılında bununla ilgili konuşuyordu.

Cumhurbaşkanı Esad:

Hayır, ekonomiyi serbestleştirmek için adımlar attık, ancak Suriye’nin ekonomisini hala koruyan bir kamu sektörümüz var. Hizmetler de kamu sektörünün bir parçasıdır, kamu sektörü olmadan bu savaşı aşmamızın mümkünü olmazdı. Kamu sektörünün rolü önemlidir, çünkü biz her halükarda sosyalist bir hükümetiz…

Gazeteci (araya girerek)

Nominal olarak!

Cumhurbaşkanı Esad:

Hayır, hala bir kamu sektörümüz var ve hala fakirleri destekliyoruz, ekmeği, yakıtı, okulları ve her şeyi destekliyoruz. Bazı şeyler var bedavadır, örneğin Suriye’de eğitim ücretsiz. Bu politikayı değiştirmedik, ancak kapıları özel sektör önünde biraz daha fazla açtık. Bu nedenle ekonominin serbestleşmesi olarak adlandırılamaz.

Soru 24:

Anlaşmazlıkların piyasaları açmanızdan hemen sonra başlaması tesadüf mü oldu?

Cumhurbaşkanı Esad:

Hayır, durum böyle değildi.

Gazeteci:

Yolsuzluk, daha fazla yolsuzluk olduğu söylenebilir mi?

Cumhurbaşkanı Esad:

Hayır, çatışma nedenleriyle ilgili açıklamalar vardı ve bununla hiçbir ilgisi yoktu. Dört yıl süren kuraklık yüzünden ve insanların daha fazla fakirleştiğini söylediler, hayır.

Gazeteci:

İklim değişikliğinden de?

Cumhurbaşkanı Esad:

Hayır, bu yüzden değil. Bu doğru değil. Bunlar sadece teorik açıklamalardır. Aslında, Katar parası Suriye’ye aktığında sorun başladı ve atölyelerine neden gitmediklerini sormak için işçilerle iletişime geçtik, dediler ki; “İşimizde bir haftada aldığımızı bir saat içinde alıyoruz” dediler. Ve bu çok kolay bir şeydi. Başlangıçta onlara 50 dolar veriyorlardı, daha sonra haftada 100 dolar ödemeye başladılar, bu da işsiz yaşamalarına yetiyordu, bu yüzden gösterilere katılmaları daha kolaydı. Bundan sonra da, onları silahlanmaya ve ateş etmeye doğru itmek daha da kolay hale geldi.

Gazeteci:

Ben, Katar hükümetinin bunu inkar edeceğinden eminim.

Cumhurbaşkanı Esad:

Tabii ki, kesinlikle ..

Soru 25:

Kastım, bu daha sonra garip bir şekilde, Tunus’ta Bouazizi’nin yanması ile başlayan Arap dünyasının ve Arap Baharının karmaşıklığını bilenlere sunuldu.

Arap Baharı’nın bu çatışma ile ilişkisi var mı? Yoksa bu…

Cumhurbaşkanı Esad:

Elbette, bu bölgede bir örtüşme var, çünkü kültür aynı, arka planın kendisi ve şartların kendisi aynı, bir dereceye kadar.. tamamen değil. Açıkçası, bazı gösteriler başlangıçta barışçıldı ve her gösteriye silahlılar sızamıyordu. Bu doğru değil. Bazı bölgelerde oldu. Bazı insanlar, durumlarını iyileştirmek istedikleri için katıldılar. Bazılarının siyasal sistemi iyileştirme konusunda kendi fikirleri vardı, ve daha fazla özgürlük, o gösterilerde farklı sloganlar atıldı. Evet, esas olarak diğer ülkelerde olanların yeni bir dalga olarak meydana gelenlerin etkisinden dolayıydı. Ancak devamlarının nedeni bu değildi. Bu sebepten dolayı da, bahsettiğim aynı kişiler, ateş açılmaya başlanıldığı ve radikallerin gösteriye sızmaya başladığı başladığında, gösterilere katılmayı bıraktı. Özellikle gösterileri “Allahu Ekber” çığlıklarıyla başlatan, gösterilere dini ve bazen mezhepsel abasını giydirmek için dini sloganlar kullanmaya başlayan Müslüman Kardeşler.

Soru 26:

Lübnan’da da benzer şeyler olabilir mi?

Cumhurbaşkanı Esad:

Lübnan bir mezhep ülkesi, hepimiz bunu biliyoruz. Çünkü onların mezhepsel bir anayasası var. Suriye’de mezhepsel bir anayasaya sahip değiliz, bu yüzden işe yaramadı.

Gazeteci:

Ama dış etkileri kastettim.

Cumhurbaşkanı Esad:

Tabii ki, kendiliğinden olan bir gösterinin kendinden bir şekilde devam etmesini kimse bırakmayacak, ama nereye doğru gidecek? İşte bu insanların idrakine bağlıdır.

Soru 27:

Size yeniden yapılanma hakkında soracağım. Bazıları Çin ve İran’a çok fazla itimat edeceğinizi söylüyor. Yeniden yapılanma maliyetinin 230 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Bu rakamı nasıl hesapladıklarını da bilmiyorum. Büyük bir yeniden yapılanma süreci görmeyi bekliyor musunuz? Bu şu anda mı hasıl olacak?

Cumhurbaşkanı Esad:

Çok yakında değil, çünkü bildiğiniz gibi Suriye’ye uygulanan bir abluka var ve Amerikalılar son iki yıl boyunca Suriye’ye, şirketleri bırak herhangi bir şahsın gelip yatırım yapmak için gelmek istemesini önlemek için güçlü bir şekilde uğraştı. Onlara doğrudan yaptırıma maruz kalacaklarını söylediler. Dolayısıyla, pek çok finansman bu abluka nedeniyle Suriye’ye gelmekten korkuyor. Ancak bu en büyük sorun değil. İnsan kaynaklarına gelince, ülkemizi kuracak kadar onlara sahibiz, bu yüzden herhangi bir insan kaynağına ihtiyacımız yok. Ülkemizi kademeli olarak kurabiliriz. Bu yüzden bu tür bir abluka için endişelenmiyorum, ancak Çin, Rusya ve İran gibi dost ülkeler kesinlikle yeniden yapılanmada öncelikli olacak.

Gazeteci:

AB ülkeleri değil?

Cumhurbaşkanı Esad:

Suriye’ye karşı duran her ülke, yeniden yapılanmanın bir parçası olmasına fırsat verilmeyecek.

Gazeteci:

İngiltere ile ticaret anlaşması da mı?

Cumhurbaşkanı Esad:

Kesinlikle hayır.

Soru 28:

Bu soru fiilen soruldu: Sizce teröristlerin sizin adlandırdığınız gibi, Libya’daki savaştan sonra ve Suriye’deki savaştan sonra meydana gelen büyük göç İngiltere’nin Avrupa’ya göç nedeniyle Avrupa’dan çıkmasını etkilediğini düşünüyor musunuz?

Cumhurbaşkanı Esad:

Tabii ki, aşırı sağ kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde etkilenmiştir. Tabii ki ben aşırı sağdan bahsediyorum. En önemlisi, konunun politik yönü değil, toplumda meydana gelen değişimdir. Avrupa ne kadar hazır ya da bu göçmenleri topluma entegre edebilir. Hatta Avrupa’ya büyük toplu göçten önce son on yıl esnasında, göçmenlerin kendi toplumlarına entegre edilmesinde zorlanmışlardı. Şimdi, bu sorun var ve Fransa, İngiltere ve diğer ülkelere sıçrayan terör var. Bu ülkeler etkilenecek, çünkü bu göçmenlerin bazıları aşırılık yanlısı, terörist ve entegrasyon yapmak istemeyen insanlar çünkü o bölgeyi güvenlik ve ekonomi dahil olmak üzere çeşitli nedenlerle terk etmek için gittiler.

Gazeteci:

Bu ülkelere yardım etmek için güvenlik işbirliği olmayacak mı?

Cumhurbaşkanı Esad:

Hayır, buna hazır değiliz, biz bunu açıkça belirttik: Suriye’ye karşı ekonomik, güvenlik ve politik yönden çalıştığı bir sırada, güvenlik alanında hiçbir ülkeye yardım etmeyeceğiz.

Gazeteci:

İngiliz Dış İstihbarat Başkanı Alex Younger, görevine başladığı sırada yaptığı açıklamada, siz ve Putin’in, “bir çöl kurduğunu ve buna barış adını verdiğinizi söyledi. İnsanlık trajedisi kalp kırıcı”.

Cumhurbaşkanı Esad:

Hiçbir İngiliz yetkili, dünyanın herhangi bir yerindeki insani yönler hakkında konuşabilecek durumda değil. Onlar Irak’ın işgalinde ortaktılar, 1,5 milyon insanın öldürülmesinde ortaktılar. Suriye’ye karşı saldırıda, füzeleri ve ona karşı abluka uygulamakta, yüz binlerce Suriyelinin ölümünde de ortaktılar. Onlar sadece Amerikalıların elinde birer kuklalar. Açıkçası bağımsız değiller. Bu nedenle, dünyanın herhangi bir yerindeki insani konular hakkında konuşabilecek durumda değiller. Geçmişte Hindistan’daki tarihlerinden bahsetmiyorum, sömürge döneminden bahsetmiyorum. Modern tarihteki mevcut durumlarından bahsediyorum. Bu konu hakkında konuşabilecek durumda değiller.

Soru 29:

Son olarak, buradaki seçimler ne olacak? Suriye’de 2021’de genel seçimler yapılacak mı?

Cumhurbaşkanı Esad:

Tabi.

Gazeteci:

Oy kartında birden fazla aday olacak mı?

Cumhurbaşkanı Esad:

Son seçimde üç kişiydik. Bu defasında da elbette aday olmak isteyen çok sayıda kişi olacak. Dolayısıyla çok sayıda aday olacak.

Gazeteci:

Teşekkürler sayın başkan.

Cumhurbaşkanı Esad:

Rica ederim.

Check Also

Rakka Halkı: Talepleri Ve Kaygıları Meclise Aktarabilecek En Yetkin Temsilci Seçilmelidir

RAKKA (SANA) – Rakka Valiliği halkı dördüncü yasama dönemi Halk Meclisi üye seçimlerine katıldı. Sabah …