Teröristlerin İtirafları: “El Furkan”dan Bir Şahıs Çalıştırdı, Para Karşılığında Şam Ve Şam Kırsalında Araç Patlatma Eylemleri Düzenledik

ŞAM – Güvenlik güçleri tarafından tutuklanan bazı teröristler, Suriye ve halkının düşmanlarının planlarını uygulamak ve işbirlikçileri olmak için iten çalıştırıcılarından para karşılığında Şam ve Şam Kırsalındaki sokaklarda bulunan araçları bomba düzenkeleriyle hedef aldıklarını itiraf etti.

El Suriye TV Kanalının dün gece yayınladığı itiraflarda, terörist İsa İyad Abbas, Kenaker Beldesinde yaşadığını ve “Beton doğrama” mesleğinde çalıştığını, daha sonra “reciver” tamirat işinde ve son olarak Müçtehid Hastanesinde çalıştığını söyledi.

Terörist Abbas, Ebo Aşour adında bir kişinin kuzenini iyi tanadığını, Şam ve Kunaytra kırsalarındaki Kenaker, Deyr Acem ve Breyka beldelerinde, Ürdün’de bulunan, “MOK” odasında çalışan ve Breyka’da iken İsrailli subaylarla görüşen terörist Muhammed Macit el Hatib’e tabi olan ” el Furkan Tugayları” adlı terör örgütünün mühendislik bölümünde çalıştığını itiraf etti.

Terörist Abbas, Ebu Aşur’un Kenaker Beldesi’ne geldikten sonra kendisiyle temasa geçtiğini, para karşılığında bomba düzenekleriyle patlama eylemleri yapmak için kışkırttığını, Şam Kırsalı Cdeydet Artuz bölgesindeki işyerimden faydalanarak küçük yaşımdan dolayı Suriye Arap Ordusu kontrol noktalarından geçmeye gücüm olduğundan bu işi üstlenerek kendisinden faydalandığını söyledi.

Terörist Abbas:”Bir keresinde Kenaker’deki Ebu Aşur’un evine gittim, ona askerler için bir kontrol noktası ve dinlenme odalarının olduğunu, kimsenin beni görmeden bir bomba düzeneği yerleştirebiliceğimi söyledim, bana 4 KG ağırlığında “C4″ maddesi vererek nasıl patlatılacağını öğretti” dedi.

Terörist: “bomba düzeneğini çantaya yerleştirdim. yaşadığım yer olan Cdeydet Artuz’a giden bir “servis” aracına bindim. İlk kontrol noktasına varmadan kısa bir mesafe öncesinde araçtan indim ve kontrol noktasını yürüyerek geçtim, çünkü kontrol noktalarında patlayıcıları algılayan cihazlar olduğu için kontrol noktasından yürüyerek geçtim. Evime gelene kadar her kontrol noktasında bu işlemi tekrarladım” dedi.

Terörist Abbas, Cdeydet Artuz bölgesinde Yusuf El Azma Banliyösünde yaşayan Muhammed el Hatib adlı çalışan bir arkadaşım var, ona bunu anlatmak zorunda kaldım çünkü bu eylemi tek başıma yapamazdım. Ona aldığım paranın yarısını kendisine teklif ettim kendisi de buna razı oldu. Tabi bu işi Abu Aşur’a arkadaşımın benimle çalışacağını haber etmeden oldu” diye ifade etti.

Terörist, ikinci günde, bombayı omuz çantamdaki eşyalarımın arasına yerleştirdim ve Yusuf El Azma banliyösünde çalıştığımız binaya götürdüm. Akşam saat altıda işimizi tamamladıktan sonra kontrol nokasına gittik ve bombayı yerleştirerek çalıştırdım sonra da beni bekleyen arkadaşım yanına giderek patlatma cihazını ve cep telefonundan kamerayı açarak eylemi kaydettim.. Patlamanın sesini duyduk, ama karanlık sebebiyle hiçbir şey göremedik bu yüzden patlatma cihazını atarak evimize gittik” dedi.

Terörist Abbas, Cdeydet Artuz’daki işlerini bıraktıktan sonra Müctehid Hastanesi mutfak bölümünde iş bulduklarını bu işte 4 ay kaldıklarını, Abu Aşur’un kendisiyle irtibata geçerek başka bir hedef bulmasını istediğini, geceleyin Kenakir’deki evine giderek orduya tabi herhangi bir hedefe yapıştırmak üzere küçük çapta bir patlayıcı verdiğini, ondan sonra da kontrol noktalarından yayan geçerek aynı yolla Şam’a Müctehid hastanesine vardığını ve orada akşama kadar kaldığını dile getirdi.

Terörist Abbas, “aynı günün akşamında bomba düzeneği ile hastaneden ayrıladığını ve oradan Mezze Otobanına arkadaşı Mahmut ile gittiğini, atobanda Hummer tipi araçların orada durduğunu, hemen fotoğraflarını çekerek Abu Aşur’a gönderdiğini, kendisinin de benden düzeneği aracaın altına yerleştirip uzaklaşmamaı ve patlama anını videoya çekmemi istediğini, gerçekten de düzeneği Hummer aracının altına yerleştirerek yolun karşı tarafına geçtiklerini eylemin tamamlandığını kendisinin de videosunu çektiğini” söyledi.

Terörist, patlama eylemini videoya çektikten sonra Abu Aşur’a gönderdiğini ve kendisinden derhal olay yerinden uzaklaşmasını, işine hastaneye geri dönmesini istediğini ifade ederek, olaydan bir ay sonra Abu Aşur’un evine giderek kendisine 40 Bin SL verdiğini ve parayı arkadaşı Mahmut ile paylaştığını söyledi.

Terörist Abbas, Abu Aşur’un bir süre sonra kendisiyle irtibata geçtiğimi ve evine gelmesini istediğini, evine giderek kendisine, “El Denaci ve Deyr Maker” bölgeleri arasında bir köprü fotoğrafı gösterdiğini, kendisine bu köprünün altında bir bomba düzeneğinin bulunduğunu ve kendisine getirmesini, yolu tarif ederek oraya kendisine tedarik ettiği motosiklet aracılığıyla gittiğini, oraya vardığında düzeneği bularak aldığını ve düzenekle birlikte döndüğünü, diğerlerinden farklı olduğundan çalışma tekniğini kendisine öğrettiğini, bunun çalışması ardından herhangi bir aracın geçisi sırasında oluşan sarsıntı sonucunda patladığını dile getirdi.

Terörist Abbas, Abu Aşur’un bomba düzeneği hazırlamayı tamamlayana kadar bu işi durdurduklarını bu sürenin 6 ay sürdüğünü, yeni bir düzenek vermesi ardından kendisinden yeni bir hedef aramasını istediğini, düzenekle birlikte Şam’daki Seyyide Zeynep garına gittiğini, Lüks model Toyota Pick Up aracını süren bir askeri izlediğini, aracın fotoğrafını çekip Abu Aşur’a gönderdiğini, akşamı bekledikten sonra aracın altına yerleştirerek eve döndüğünü söyledi.

Terörist Abbas, ikinci günü Abu Şaur’un kendisine düzeneğin patlamadığını bu tür düzeneklerin hata oranının olmadığını, hatanın kendisinden kaynaklandığını bu yüzden 3. Günü tekrar aynı yere gönderek aracın orada durup durmadığını düzeneğin hala aracın altında olup olmadığını görmemi istediğini, hatanın pillerden olabileceğini, gerçektende aracın hala orada durduğunu ve düzeneğin altında olduğunu bunu kendisine ilettiğini, kendisinden pillerini değiştirmemi veya başka bir düzenek koymamı istediğinde eve dönüp başka bir düzenek aldığını ancak dönüdüğünde aracı yerinde bulamadığını, Abu Aşur’u durumdan haberdar ederek kendisinden herhangi bir hedef bulup düzeneği yerleştirmesini istediğini, daha sonra düzenekle birlikte Baramke Semtine Pasaport ve Göçmenler Dairesinin oraya gittiğini, polise ait bir araç ile bir servis aracı gördüğünü resimlerini çekip kendisine gönderdiğini ve onay verdiğini, düzeneği servisin altına yerleştirdiğini ve düzeneğin yine patlamadığını anlattı.

Terörist Abbas, iki gün sonra Fiktorya köprüsü yakınlarında orduya ait bir aracın altına aynı düzenekten birini yerelştirdiğini ancak bunun da patlamadığını görünce Abu Aşur’un şüphesini çekti. Kendisinden yanına gelmesini, yanına gittiğinde Hamza adlı kişiyi gördüğünü, kendisinden ona refakat etmesini ve uygulama anında yanında olmasını istediğini, ikinci günde Hamza ile beraber şehire indiğini ancak bir hedef bulamadıklarını, 3. Günde Baramke Fahhame semtinde polis ve ordu birimleri gördüklerini, bu yüzden ara sokaklardan geçtiklerini, ara yollarda “ulusal savunma”ya ait bir nokta yakınlarında “Toyota Jeep” türü araç gördüklerini resmini çekip Abu Aşur’a gönderdiklerini, düzeneği onayını almadan önce yerleştirdiklerini ve olya yerinden ayrıldıklarını ifade etti.
Terörist Abbas, Abu Aşur’un iki gün sonra kendilerinden tavşanlar için kafes getirmelerini, Mezze bölgesinde hedef aramalarını, kendilerinin blgeye gittiklerini ancak üzerlerinde bomba düzeneğinin bulunmadığını, orada orduya tabi bir araç gördükleriini resmini çekip kendisine gönderdiklerini ve kafesle birlikte evine döndüklerini, aynı günün akşamında, eğer aracın yerinden hareket etiğini görürsem düzeneği altına yerleştirmemi yerinden hareket etmemişse altına koymamamı ve başka bir hedef aramamı, ancak gittiğinde hedefin yerinden hareket ettiğini ve düzeneği altına yerleştirdiğini lakin Merkez Bankasının oraya vardığımızda düzeneğin yine patlamadığını, burada Abu Aşur’un kendilerine başka bir düzenek verdiğini ve Dera garına doğru gittiklerini, orada Halep plakalı bir araçtan inen 3 askeri gördüğünü, uzaklaşmaları ardından düzeneği yerleştirdiğini, askerlerin dönmeleri ve el Midan Semtine varmaları ardından aracın orada patladığını sile getirdi.

Terörist Abbas, kısa bir süre sonra Katana bölgesinde bir ordu subayının aracı yanında durduğunu gördüklerini aracın resmini çekip Abu Aşur’a gönderdiklerini ve subayın giriş çıkışını öğrenmemizin ardından düzeneği aracına yerleştirmelerini istediğini, sonrasında kendisinin Şam’a döndüğünü Hamza’nın da Kenakir’e gittiğini bir saat sonrasında da aracın patladığını öğrendiğini söyledi.

Terörist Abbas, Katana eyleminden sonra Abu Aşur’un kendisinden Hamxza’yı bırakmasını ve Hüsam adında başka bir şahsı eğitmemi istedi. İlk eylemlerinin Merce Elektrik Semtinde olduğunu orada bir pick up araç izlediklerini, Hüsam ile birlikte pil satın aldıklarını oradan da yakın olan Hamidiye çarşısına gittiklerini, düzeneği gözleri önünde yaparak Merce’ye döndüklerini ve orada bir araca yerleştirdiklerini daha sonrasında ise Kenakir’e geri döndüklerini akşam ise Facebook sayfalarından aracın patladığını öğrendiğini ifade etti.

Terörist Abbas, ikinci günde Artuz bölgesine ellerinde iki düzenekle birlikte gittiklerini, varışlarından sonra düzenekleri Hüsam’a verdiğini, Katana’dan dönünceye jadar kendisini beklemesini daha sonra da Şam’a gittiklerini, Hüsam’In kendisini gittiği enstitüden çıkana kadar 3 saat beklediğini, o sırada Hüsam’ın Baramke bölgesi Özel Şam Üniversitesi caddesinde orduya ait bir hedef belirlediğini, iletişime girdikten sonra yanına gittiğini, durumu anlatması ardından Hüsam’ın düzeneği bu sefer araca kendisinin yerleştirdiğinş ve oradan uzaklaştıklarını, ellerimin üzerine “El Furkan” ibaresini yazdıktan sonra patlamanın videosunu çektiğini söyledi.

Terörist Abbas, bir seferinde bir düzeneği bir araca yerleştirmek üzere hazırladıklarında, mıknatıs yapıştırıcılarının olmadığını gördüklerini durumu Abu Aşur’a bildirerek kendilerini düzeneği herhangi bir pick up aracının arka bölümüne koyup geri dönmelerini ve “Four Seasons” Oteli yakınlarında bir askeri aracın arka bölümüne bir naylon poşetin içinde koyup oradan ayrıldıklarını söyledi.

Terörist Abbas, Abu Aşur’un Katana bölgesinde subayın aracının içine yerleştirdiğimiz düzeneğin durumu hakkında bilgi almamız için ısrar ettiğini ve aynı araca yeni bir düzenek yerleştirmelerini istediğini mekana giderek aynı araca yeni bir düzenek yerleştirdiklerini, kendisinin de Şam’a döndüğünü Hüsam’ın ise evine döndüğünü, iki saat sonra da düzeneğin patladığı haberini verdiğini ifade etti.

Kendi yönünden terörist 18 yaşındaki Mahmut Muhammed, Bisküvit Fabrikasında terzilik yaptığını ve Müctehid hastanesinde çalıştığını, ayrıca beton işinde çalıştığını, arkadaşları kanalıyla İsa ile tanıştığını, bir keresinde kendisinden borç para istediğini, kendisiyle bomba düzeneği işinde çalışma karşılığında birisinin para verebileceğini derhal kabul ettiğini, Cdeydet Artuz Yusuf el Azme Banliyösünde çalışırken kendisine tüm ayrıntıları öğrenmek için Kenakir’e gideceğini söylediğini, döndüğünde beraberinde bir dzüenekle döndüğünü, akşama kadar evde tuttuklarını daha sonra askeri kontrol noktasına gittiklerini, kendisinin onun önünde yürüdüğünü ve düzeneği askerlerin kaldıkları odanın 15 metre yakınında koyduklarını, kendisinin durumu cep telefonu kamerasıyla çekim yaptığını, birkaç gün sonrasında Mezze Otobanında el Muhr araçlarının yanında ikinci bir eylem gereçekleştirecekleri haberini verdiğini söyledi.

Kendi yönünden Kenakir 2000 doğumlu, serbest meslek çalışanı terörist Hamza Ahmet el Masri, Kenakir beldesinin caddelerinden birinde silahlılarla olan Hammuda Abu Aşur ile tanıştığını ve kendisini eğlenmek için akşam evine davet ettiğini, orada düzenek yerleştirme öğrenmem karşılığında para teklif ettiğini, sonrasında İsa’yı aradığını ve benden ona refakat edip ondan öğrenmesini istediğini söyledi.

Terörist el Masri, Baramke’de gezerken Fahham yönüne doğru ara yollardan ilerlerken “ulusal savunma”ya ait araçlar gözlemlediklerini, araçların birine düzeneği yerleştirdiklerini, bir kaç gün sonrasında ise Mezze Semtine gittiklerini yanlarında iki düzeneğin bulunduğunu, birisini El Celaa Stadyumunun arka tarafına yerleştirdiklerini ikincisini ise İsa’nın Seb’i Bahrat bölgesinde koyduklarını, kendisinin de yolu gözlemlediğini, daha sonrasında el Zahire Köprüsü eylemini gerçekleştirdiklerini, orda Halep plakalı bir araçtan inen 3 askerin indiğini ve düzeneği aracın altına yerleştirdiklerini itiraf etti.

Terörist el Masri, eğitimini ertelemek üzere Katana’ya döndüğünde orada Albay rütbesinde bir subayın Peugeot marka aracın yanında durduğunu gördüğünü, geri döndüğünde Hammuda’nın kendisine orada bir şey görüp görmediğini sorduğunu, ona gördüklerini anlattığını ve derhal İsa’yı aradığını ve kendisinden ikinci günü oraya gidip bir düzenek yerleştirmelerini istediğini ve bu eylemin son eylemi olduğunu belirtirken, kendisinden düzenek yerleştirme eylemlerini öğrenmek ve onlarla birlikte çalışması karşılığında yurt dışına çıkma sözünü verdikleri İsa’nın yerine çalışmasının istendiğini açıkladı.

Kendi yönünden 23 yaşındaki Kenakir doğumlu terörist Hüsam el Hallak, Abu Aşur lakaplı Hammuda ile “El Furkan Tugayları” günlerinden tanıştığını, Hammuda’nınbir bir tümen komutanı olduğunu kendisinin de başka bir tümende eleman olduğunu, durumların düzeltilmesinden sonra Kenakir’e geri döndüklerini, aralarındaki iletişimin bir süre kesik olduğunu, daha sonra tam bir ilişki içine girdiklerini, düşüncelerinin ise muayyen bir işi olmayan iki grubun oluşturulması olduğunu, önemli olanın da bu iki grubun istenilmesi durumunda silahlarıyla birlikte hazır halde bulunmaları olduğunu kendisinin de birinci grupta yer aldığını dile getirdi.

Terörist el Hallak, Abu Aşur’un genellikle kendileriyle “Telegram ve Wats Up” üzerinden bir grup kanalıyla iletişime girdiğini, buluşmalarının evde olduğunu, kendilerinden gece çıkıp yüzlerimiz maskeli şekilde üzerine İran karşıtı sloganlar yazılı pankartalar taşımamamızı ve bu sahnenin resim ve video çekimini yapmamızı, sayımızın 10-15 kişi arasında olduğunu, ikinci işin ise belde duvarları üzerine İran karşıtı yazılar yazmak olduğunu, video çekimlerine çıkan her kişiye 10 bin Suriye lirası, yazı işi karşılığında da kişi başına yazdığı yazıların hacmine göre 10-15 bin SL aldıklarını bütün bu eylemlerin de medya için belgelendiğini dile getirdi.

Terörist elHallak, Abu Aşur’un kendisinden İsa ile düzenek yerleştirme işine refakat etmesini her eylem için 20-25 bin SL aldıklarını, Merce eylemi ardından Abu Aşur’a gidip 25 bin SL aldığını, iki gün sonra da Baramke Semtinde Şam Üniversitesi yolu üzerinde duran ve askeri plaka taşıyan bir araca bomba düzeneği yerleştirdiğini itiraf etti.
Terörist el Hallak, bomba düzeneklerinin küçük parçalardan oluşan mıknatısla yapışan tipte olduğunu ve aracın altına yerleştirildiğini, ama içinde mıknatıs olmadığından bu düzeneği bir aracın arka bölümüne yerleştirmemizi Abu Aşur’dan aldıkları direktiflerle bir araca koyduklarını ve bu eylem için de 25 bin SL aldıklarını, kendisine iş bittiğinde Almanya’ya gitme veya işle birlikte bir araç sözü verildiğini ifade etti.

Kendi yönünden 1998 doğumlu Muaddamiyet el Şam’dan terörist Ahmet el Atraş ise, Mart ayının başında “Ebu Leheb” lakaplı Adanan Abu Sair’in telefonla aradığını, kendisinin daha önce “El Furkan Tümeni”nde eski bir eleman olduğunu Kenakir beldesinde yaşadığını, kendisinden Şam’a gitmesini ve bomba düzeneklerinşi bir kadın kanalıyla göndereceğini, parolanın ise “hoşgeldin eniştem” olacağını, gerçekten de kadının kendisine torunlarından birinin siyah bir çocuk okul çantası içerisinde iki bomba düzeneği teslim ettiğini, daha sonra Muaddamiyet el Şam Beldesi yakınlarında boş bir mekanda bir ev içerisine koyduğunu aynı günün gecesinde de yakalandığını söyledi.

Kendi yönünden 1974 Dareyya doğumlu terörist kadın Fatıma Bekkaş, Dareyya’dan çıktıktan sonra Dera kırsalı Casim Beldesinde ikamet ettiğini orada bir tandırda ekmek pişirerek çocuklarını doyurduğunu, günlerden bir gün Um Sair adında bir kadınla tanıştığını, kendisinden kendilerine ekmek pişirmesi için evlerine gelmesini istediğini orada da eşiyle tanıştığını ve kendisine iş teklif ettiğini, iş türünü sorduğunda bomba düzeneği olduğunu, karşılığında ne kadar para alacağını soruduğunda 25 bin SL olduğunu ve kabul ettiğini, bir okul çantası getirip içine bomba düzeneklerini siyah bir poşet içerisine koyup bir gencin telefon numarasını verdiğini ve parolanın “hoşgeldin eniştem” olacağını kendisinin de çantayı söz konusu gence teslim edip yoluna devam ettiğini ifade etti.

Check Also

Rakka Halkı: Talepleri Ve Kaygıları Meclise Aktarabilecek En Yetkin Temsilci Seçilmelidir

RAKKA (SANA) – Rakka Valiliği halkı dördüncü yasama dönemi Halk Meclisi üye seçimlerine katıldı. Sabah …