Zoubi: Terör İdeolojisinin Yayılması Sorumluluğu Batı ve Bölgedeki İşbirlikçileri Üzerindedir

ŞAM – Enformasyon Bakanı Omran el Zoubi, İsrail işgal varlığının çıkarının olmadığı hiç bir uluslararası karara bağlı kalmadığını belirterek, aynı zamanda Türkiye ve Ürdün’ün de 2170 ve 2178 sayılı kararlara bağlı kalmadıklarına silahlıların eğitilmesi ve Suriye’ye geçişlerini kolaylaştırmada hükümet ve istihbarat cihazları düzeyinde Katar ve Suudi Arabistan ile işbirliği yaptıklarına işaret etti.

Zoubi dün gece el İhbariyye kanalının kendisiyle düzenlediği röportajda, Irak ve Lübnan gibi diğer ülkelerinde sınırlarını zapt edebilme olanaklarının bulunmadığını söyleyerek Lübnan’da Suriye’deki terör örgütlerini destekleyen aşırı tekfirci güçlerin bulunduğuna dikkat çekti.

Zoubi, bu terörün kapısına kadar dayanamayacağı garantisini verecek kimse var mı? Erdoğan da terörün Türkiye’ye veya Riyad’a veyahut da Doha’ya varamayacağını garanti edebilir mi? sorularını yöneltti.

Zoubi, bölgesel veya uluslararası olsun terörle mücadele için herhangi bir stratejinin bütün verileri göz önünde bulundurması gerektiğini dile getirerek IŞİD terör örgütüne karşı bombardımanlardan başka bir yolun bulunduğunu bunun da finanse edenlerinin ve silahların üyelerine nereden geldiğinin deşifre edilmesi olduğunu vurguladı.

Zoubi, düşmanın bir olması itibariyle Suriye ve Irak’taki savaşın bir olduğunu belirterek, gerçek güç işlemlerinin kararın halk iradesinden çıkmış olmasında yattığını çünkü insanların arkasında durmadığı veya çoğunluğun iradesini yansıtmayan hiç bir kararın başarılı olmasının mümkün olmadığını ifade etti.

Terörü kınadıklarında coğrafya ve kurbanın kimliğinden uzak bir şekilde kınadıklarını belirten Enformasyon Bakanı, Paris, Londra, Madrit, Şam, Bağdat, Kahire veya Gazze’yi vuran terörün aynı terör olduğunu, batılı ülkelerin ve Arap ülkelerindeki işbirlikçi hükümetlerin terör ideolojisinin ve terör kültürünün yayılmasında ahlaki, maddi ve yasal sorumlulukları üstlendiklerini vurguladı.

Zoubi, hali hazırdaki şartlar, muhtelif uluslararası baskılar, Suudi Arabistan ve Türkiye rolü olarak bütün bu etmenlerin Suriye ve Irak’ın bölgedeki rollerini Siyonist proje çıkarına yok ettiğini ekleyerek, Arap, Suriye ve Iraklılar olarak çıkarlarımıza bakmamız gerektiğini, bizi saran tehlikelerin aynı tehlike olduğunu bu yüzden Suriye ile Irak arasında güvenlik, politik ve ekonomik bütün düzeylerde işbirliği ve yakınlaşmadan başka bir alternatifin bulunmadığını vurguladı.

Bu kaynaşmanın Suriye ve Iraklı yönetimler arasında bir görüşmeye ihtiyaç duyduğunu öyle ki, Irak ve Suriye’nin güvenliğine kast eden, Irak vatandaşına, petrolüne ve ekmeğine kast eden Körfez edatlarının bulunduğunu çünkü hedef alınanın Irak ve Irak uygarlığı olduğunu söyledi.

Enformasyon Bakanı, Suriye’nin halen ve her zaman Siyonist varlığı Arap ümmetinin birinci ve tek düşmanı olarak saymaya devam edeceğini belirterek bu idrakin Suriye yönetimi nezdinde siyasi bir iradeyle bağlı olduğunu çünkü bölgede Suriye ve Irak’ın düşmesi demek bütün ümmetin düşmesi anlamına geldiğini belirtti.

Mısır’ın hacim, tarihi ve ulusal rolleriyle büyük bir Arap devleti olduğuna dikkat çeken Zoubi, Müslüman Kardeşler projesinin düşmesi ardından, Suriye ve Irak’la birlikte ümmet katarı idaresindeki tabii rolünü uygulamaya dönmesinin beklendiğini, kendisinin bir geçiş dönemine ihtiyaç duymadığını lakin özel şart ve bağlılıklarının bulunduğunu ifade etti.

Zoubi röportajının sonunda, zaferin şüphesiz geldiğini, düşmanın kolay olmaması ve elinde bulundurduğu aldatma ve yeni edatlara rağmen müjdesinin hazır hale geldiğini belirterek: “Zafer’in insanların iradesine, vatanları ve yüce Allah’a olan güvenleri ile uygar ve tarihi rollerine ihtiyacı vardır” dedi.

Check Also

Şam’da İkinci Şam Kök Hücre Forumu’nun Faaliyetleri Başladı

ŞAM  (SANA) – Ulusal Kök Hücre Merkezi (Hayat) ve Ulusal Kanser Kontrol Komitesi iş birliğiyle …