Caferi: Batının Suriye’ye Karşı Ekonomik Tedbirleri Uygulamaya Devam Etmesi, İnsani İddialarının Sahte Olduğunu, Terörü Destekleme ve Suriye’nin Egemenliğini İhlal Etmeye Devam Ettiğini Doğruluyor

NEW YORK – Suriye’nin Birlişmiş Milletler daimi temsilcisi Beşşar el Caferi, batılı ülkelerin Suriye’ye karşı zorlayıcı ekonomik tedbirleri uygulamaya devam etmeleri ve sınır üzerinden yardımların getirilmesine ilişkin son Güvenlik Konseyi kararının gerçekleştirmesini engellemeleri doğrularken bu tedbirlere herhangi bir işaretin, batılı tedbirlerinin Suriye halkını hedef almadıkları ile ilgili iddialarının sahte olduğunu tespit ettiğini, bunun arkasındaki sebep Suriye egemenliğini ihlal etme ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit etmeye devam etmek için mazeretler bulmanın olduğunu belirtti.

Suriye’deki insani durumlarla ilgili BMGK’nin video üzerinde bulunduğu toplantı sırasında kelime söyleyen Caferi; bu ayın başlangıcıdan beri sınır üzerinden Suriye’ye yardımlar göndermekle ilişkili BMGK’in 2014 tarihli 2165 sayılı kararının uygulama sürecinin uzatması için batılı çabaların varlığında işaret ederken, bu kararın olağanüstü durumlarda uygulanan bir geçici ve sürdürelemez bir prosedür olduğunu vurguladı. Caferi; bahsedilen kararın uzatmasına yönelik batılı çabaların hedefiini gerçekte Suriye’ye insani yardımlar göndermek değil Genel Kurulunun 182-46 sayılı kararına aykırı olarak Suriye’nin egemenliğini ihlal etmek ve toprak bütünlüğünü tehdit etmek olduğunu belirtti. Caferi; bağlamada batılı ülkelerin Suriye’de kalan terör ve bölücü gruplarını desteklemek, Türk ve Amerikan işgallerinin varlığının sürdürülmesinin temin etmek için yerde yeni gerçekler yaratmaya çalıştıklarını dile getirdi.

Batı ülkelerinin temsilcilerinin 2533 sayılı kararın gerçekleştirmesini engellediklerine dikkat çekerken, bu ülkelerin tedbirleriyle Suriye halkını hedef almadıkları hakkındak idialarının sahte olduğunu ortaya çıkardığını belirtti.

Suriye’nin BM’e bir kaç defa sağlık sektöründe ilaç ve tıbbi teçhizatları sayısında Suriye’ye karşı uygulanan gayrimeşru tedbirler nedeniyle var olan büyük eksiklikleri hakkında bildi verdiğini kaydeden Caferi; meselenin, kanın korunması için boş plastik torba tedarikinin önlenmesi ve Suriye’deki Birleşmiş Milletler örgütlerinin Suriye tıp merkezleri ve hastanelerinde acil olarak ihtiyaç duyulmasına rağmen bunları sağlayamama noktasına geldiğine işaret ederek, BM İnsani İşler Eşgüdüm Ofisinin (OCHA), genel sekreterin ve özel elçinin zorlayıcı önlemleri kaldırma çağrısından nerede ve iddia edilen insani duyu ve insani kaygılardan nerede olduğuna ilişkin sorusunu yükseldi.

Caferi; Suriye’nin Birleşmiş Milletler’e geçen Nisan ayının 14’de, Atarib bölgesine ve kuzeybatı Suriye’deki çevresine insani yardım konvoyu çalıştırma onayını bildirdiğine dikkat çekerken, ancak bugüne kadar bu onaydan bu yana yüz gün geçtikten sonra OCHA’nın bu konvoyu harekete geçirmek için herhangi bir adım atmadığını belirtti. Caferi; Suriye’nin, Lazkiye’den ülkenin kuzeybatı bölgelerine kara yoluyla Dünya Sağlık Örgütü tarafından sağlanan bir tıbbi yardım sevkiyatı yapılmasını kolaylaştırdığına işaret ederken, Suriye’ye Irak’ta sıkışmış bir tıbbi yardım sevkiyatı, Suriye Hava Yollarının Irak’taki Erbil Havalimanı’ndan Şam Uluslararası Havalimanı’na hava yoluyla taşınmasını sağladığı ardından karayoluyla Kamışlı’ya taşındığını ekledi. Caferi; bu örneklerin, Suriye iç hatlarıyla ülkenin her yerine yardım sağlanamamasıyla ilgili iddiaları yalandığını ifade etti.

Caferi; Suriye’nin, OCHA’ya Suriye içinden çalışabileceğini, Suriye’ye insani yardımlar göndermek için Irak ile Albukamal sınır geçişi, Ürdün ile Nasib sınır kapısı, Halep ve Kamışlı havalimanları kullanabileceğini belirttiğine işaret ederken OCHA’nın bu yoldan faydalamak için herhangi bir hareket etmediğini belirtti.

Sınır üzerinden gönderilen insani yardımlarının ihtiyacı olan Suriyeli sivillere ulaşmadığına dikkat çeken Caferi; az bir kısımdan sivillere dağıtılması ardından yardımların terör ve bölücü gruplarını desteklemek için kullanıldıklarını belirtti. Bu bağlamda Caferi; Britanya’dan destekli sözde “Beyaz Kasklar” terör örgütünün kurucusu James Le Mesurie’nin örgüte verilen 50 milyon doları çaldığı ile ilgili Hollandalı Halk Gazetesi’nin yayınladığı raporuna işaret ederken, bunun, insancıl eylemler kisvesi altında terörizmin ve liderlerinin dolaylı finanse etme konusundaki sadece bir örnek olduğunu ekledi.

Suriye’nin, içindeki insani eylem merkezinin Türkiye’deki Gaziantep, Belçika’daki Brüksel, Almanya’daki Berlin, Fransa’daki Paris veyahut da diğerleri değil Şam olduğunu, Suriyelilere insani yardım, hizmet ve destek sağlamadaki birincil yükün, Suriye devletinin kurumları ve müttefikleri ve insani yardım ortakları tarafından karşılandığını belirten Caferi, Birleşmiş Milletler İnsani İşler Eşgüdüm Ofisi “OCHA”nın, insani eylemin gerekliliklerini karşılayamadığını, siyasi, şeffaf, profesyonel ve tarafsız olmayı başaramadığını, kendinden Suriye’ye düşman bazı ülkelerin ajandaları hizmetinde olan bir araç haline getirdiğini, raporlarını da yanıltıcı iddiaları teşhir etme platformuna çevirdiğini vurguladı.

Caferi, Suriye’nin geçen Mayıs ayı sonunda BM Genel Sekreterine ve Güvenlik Konseyi Başkanı’na, başta ABD, İngiltere, Fransa ve Türkiye gibi bazı üye ülkelerin, özellikle Suriye ve diğer gelişmekte olan ülkelere uyguladıkları tek taraflı zorlayıcı tedbirler konusunda Suriye topraklarını işgal etmeleri yanı sıra Suriyelilere baskılar uygulamaları ve kasıtlı olarak öldürmeleri uygulamalarına yönelik resmi şikayetin içeriğini yeniden teyit ettiğini yineleyerek, Suriye’nin hala bu şikayete resmi bir yanıt beklediğini belirterek, Genel Sekreter sözcüsünün, Suriye tarafından sunulan şikayete cevap olarak Sekreterliğin ne yaptığı konusunda üç kez sorulan soruya cevap vermekten kaçınmasını esefle karşıladığını söyledi.

 Suriye’ye düşmanlık besleyen ülkelerin sadece BM hüküm ve misakı ile Uluslararası kanunu ihlal etmekle,Suriye halkına karşı işledikleri suçlar, toprağını işgal etmek, mukadderatını çalmak yıkmak ve gasp etmek, abluka altına almak ve aç bırakmakla, Suriyelilerin kanlarına giren örgütleri desteklemek, uluslararası kanunu elinin tersiyle iten, ahlaksızca ve illegal bir şekilde işlediği saldırı, işgal göç ettirme ve demografik yapıyı değiştirmekle bilinen Erdoğan rejimini desteklemekle  kalmadıklarını bilakis buna ek olarak Suriye hava sahası üzerinden geçen ve Tahran’dan Beyrut’a sivil vatandaşlar taşıyan bir sivil uçağa bir kaç gün önce saldırmakla sivil havacılık kanunlarına bile açık ihlallerini de eklediklerine dikkat çekti.

Caferi, bu korkutucu saldırgan eylemin türünün ilk örneği olmadığını,  daha önce de düşman İsrail uçaklarının Suriye topraklarına yaptığı saldırılar sırasında Suriye ve Rus sivil uçaklarının arkasında saklandığını ve Lübnan hava sahasında da dahil olmak üzere uluslararası sivil havacılığın güvenliğini tehdit eder bir şekilde sivilleri canlı kalkan olarak kullandığını, Suriye ve Lübnan’ın Güvenlik Konseyi’ne bu konuda onlarca resmi mektup gönderdiklerini ve bu konuyu anlattıklarını belirterek, bu uygulamaların, faillerin uluslararası hukuk sınavına girdiğini, bu kanunun sınavına girenlerin insanlık sınavında güvenilirliği olamayacağını ve insani meseleler hakkında konuşma konusunda rant hakkına sahip olmadığını vurguladı.

Caferi konuşmasının sonunda şunları söyledi: “Güvenlik Konseyi önünde daha önceki açıklamalarımızda, üye devletlerin delegelerinin dikkatini iç ilişkilerimizde dış müdahalenin varlığına çektiğimizde ortak diplomatik ifadeler kullanıyorduk. Bugün bu diplomatik imajı daha etkileyici bir şekilde değiştiriyoruz. Belki Konsey uyanır da El Tanf bölgesinde ve Suriye’nin kuzeyinde Amerikan işgali adı verilen korkunç bir canavarın olduğunu fark eder. Belki de kuzeyde bir başka canavar olan kuzeydeki Türkiye’nin varlığından haberdar olur. Bir de İdlib bölgesinde bazı üye devletlerin desteğine sahip terörist canavardan da. Bu bölgelerin hepsi milyonlarca sivilin insani, politik ve ekonomik açıdan acılar çektiği, Suriye topraklarıdır. Bu canavarların vaftiz babası da, Avrupa ve Amerikan tek taraflı zorlayıcı yaptırımlarla temsil olunan korkunç canavardır” dedi.

Çeviri: P.M. ve S.Ş.

Check Also

Suriye, Batı Şeria’daki İşgal Ve Yerleşimlerin Yayılmasını Kınadı

ŞAM (SANA) – Suriye, İşgalci İsrail’in Batı Şeria’daki yerleşim operasyonlarını genişletmesini şiddetle kınayarak,  Birleşmiş Milletler …