Lübnan Direnişinin 2006 Yılında Sağladığı Zafer Yıldönümü.. Düşman İsrail’in Gücünün Yalanının Düşürüldüğü Dönüm Noktası

ŞAM – Düşman İsrail’in sözde gücü yalanı ve savaş mekanizmasının dizginleştiren  Lübnan Ulusal Direnişinin 2006 Temmuz’unda sağladığı tarihi zaferde, en güzel kahramanlık ve cesaret destanlarını yazmış ve işgalci İsrail kuvvetlerinin somut olarak hezimeti tatmasına mecbur etmiştir.

12 Temmuz 2006 tarihinde işgalci İsrail varlığının başlattığı ve bir aydan fazla zaman devam eden saldırı direnişin 14 Ağustos 2006’da tarihi bir zafer elde etmesiyle bitmiş ve düşman İsrail ile çatışma denklemini altüst etmiştir. Direniş burada işgalciye yeni bir acı tattırmış, ağır hasarlara uğratmış, Lübnan’ın egemenliğini ihlal etmesi, halkına karşı köy ve kentlere yönelik terörizmin tüm şekillerini uygulaması, hava bombardımanlarıyla gelişmiş tankları ve modern silahları onu kurtarmaya yetmemişti.

33 günlük sebat ve fedakarlıkların ardından gelen 14 Ağustos zaferi, barbar savaş makinesinin lavlarını Lübnan’daki yerleşim yerlerine, okullara, hastanelere, fabrikalara, köprülere ve dokunduğu tüm altyapılara dökmek için serbest bırakan İsrail düşmanına karşı direnişin zaferleri çağında parlak bir nokta oluşturdu ancak direniş, acımasız saldırganlığı yenmeyi, askeri ve stratejik bir zafer elde etmeyi başardı.

Düşman İsrail, saldırganlığın ilk günlerinden itibaren, direnişin belirli operasyonları karşısında çaresiz ve yenilgiye uğramış hissettiği için ateşkese ulaşmaya çalıştı, ancak ABD, bazı Körfez krallıklarının, şeyhlerin ve diğer ülkelerin suç ortaklığı ve kışkırtmasıyla, o zamana kadar ABD Dışişleri Bakanı Kondaliza Rayz, hedeflerinden herhangi birini sağlamadan saldırganlığın başarısızlığından sonra bunu kabul etmek zorunda kaldı. Böylece 14 Ağustos 2006’da, Lübnan topraklarına yönelik İsrail’in tekrarlanan saldırılarının önlenmesini öngören 1701 sayılı BM Güvenlik Konseyi tarafından yayınlanan bir karara dayanılarak ateşkes sağlandı.

Lübnan direnişinin Temmuz saldırısındaki zaferi, adamlarının davalarının adaletine, halkın, ordunun, direnişin ve müttefik ülkelerin desteğinin eşitliğine olan inancı olmasaydı, özellikle de bu zafer bölgedeki güç denklemlerini değiştirmiş ve işgal edilen toprağın geri alınması, hegemonyacılığın men edilmesi ve halkların onurunu koruyacarak garanti altına alacak yegane yolun direniş seçeneği olduğunu kanıtladı.

Check Also

Rakka Halkı: Talepleri Ve Kaygıları Meclise Aktarabilecek En Yetkin Temsilci Seçilmelidir

RAKKA (SANA) – Rakka Valiliği halkı dördüncü yasama dönemi Halk Meclisi üye seçimlerine katıldı. Sabah …