El Esad Krize İlişkin Bir Dizi Meseleyi Aydınlattı

ŞAM – Cumhurbaşkanı Beşşar el Esad Suriye ve halkının tanık olduğu krizin temel cevherinin dış müdahaleler olduğunu, muhtelif şekilleriyle bu dış müdahalelerin son bulması halinde krizin son sürece gireceğini belirtirken; çünkü o zaman terörle mücadelenin kolay olacağını ifade etti.

Lübnanlı el Menar Televizyonu ile bu akşam yayınlanan röportajında el Suriye’deki krizin son sürecinde olduğu yönündeki söylemlere ilişkin soruya cevabında, bunun doğru olmadığını söyledi.

Krizin son sürecinde olduğunu söylemek için terörist ve teröristlere silah akışına son verilmesi gerektiğini ifade eden el Esad; krizin oldukça karmaşık olmasına rağmen teröre muhtelif tür askeri ve mali desteğin kesilmesi önemine vurgu yaptı. El Esad Suriye’de halkın kanlarının akıtılması suçuna ortak olan devletlerin bu suça ortak olmaya son vermesi halinde siyasi süreç veya siyasi çizgi olarak adlandırılan diğer meselelerin kolaylıkla çözüleceğini, krizin son sürecine girdiğini söylemenin mümkün olacağını kaydetti. El Esad “kısacası teröre desteğin kesilmesi halinde, cevheri olmayan diğer tüm meseleleri çözmek kolay olur..” ifadesini kullandı.

Her şeye rağmen genel durumlarda bir değişimin olduğunu söylemenin mümkün olduğunu belirten el Esad; fakat sonuçlarının henüz net bir şekilde görülmediğini söyledi. El Esad sonuç itibarıyla bazen son dakikada bile her şeyin değişebildiğine dikkat çekti.

Temel Teşvik Halkın Zafere İnancıdır

El Esad teröre karşı savaş ve Suriye’ye yönelik hazırlanan düşmancı dış planların çökertilmesinde temel teşvikin Suriye halkının zafere inancı olduğunu söyledi.

El Esad Suriye halkını zafere inancı olmasaydı Suriye’nin 4 yıldan fazla bir süredir tüm bu saldırılara karşı koyması ve mücadele etmesinin mümkün olmadığını belirtti. Suriye halkının vatanına ve ordusuna bağlılığını dünyaya kanıtladığını ifade eden el Esad; halkın desteği olmaksızın hiçbir devletin ya da yönetimin veya ordunun bunca uzun zamandır direnmesinin mümkün olmadığını bir kez daha belirtti.

İsrail’e Karşı Koymak, Edatları Olan Teröristlere Karşı Koymayı Gerektiriyor

5El Esad İsrail’in Suriye’ye saldırıları ve Suriye yada özel olarak Golan topraklarında emrivaki bir durum yaratma olasılığına ilişkin soruya cevabında; İsrail’in bu saldırılarında cesaret kaynağının Suriye’de dış bağlantılı taraflar olduğunu söyledi.

Muhalif olarak adlandırılan kimi tarafların kendilerine verilen rol kapsamında Suriye’ye dış müdahale yolu açma çabasında olduklarına dikkat çeken el Esad; bu tutumların Suriye’ye zayıflık imajı verdiğini ve böylece İsrail’in Suriye’ye saldırı cesareti bulduğunu kaydetti. El Esad Suriyeli kimi tarafların kendi çıkarları için İsrail ile tam bir işbirliği içinde olduklarını ve İsrail’in vatanlarına saldırmasını memnuniyetle karşıladıklarına işaret etti.

İsrail’in Suriye’ye karşı saldırılarının gerçek edatının teröristler olduğuna dikkat çeken el Esad; İsrail’e karşı koymak için her şeyden önce edatlarına karşı koymanın gerektiğini vurguladı. El Esad öyle ki İsrail’in edatı olan bu teröristlerin, İsrail’in bizzat kendisinin yapacağı şeylerden daha tehlikeli şeyler yaptıklarını ifade etti.

İsrail ile çatışma kurallarının değiştirilmesi konusunda ise el Esad; mevcut süreç içinde Suriye ile İsrail arasındaki sınırın, vatanlarına yabancı saldırıyı coşkuyla karşılayan vatan haini teröristlerden ibaret olduğunu belirtti. El Esad şüphesiz ki her şeyden önce bu meseleyi çözmenin önemli olduğunu ifade etti.

Terörü Destekleyen Devletler Kendilerini Temsil Eden Şahsiyetler Dayatıyor

Cumhurbaşkanı el Esad krizin siyasi çözümü için şu ana dek gerekli faktörler yada uygun ortamın bulunmadığına işaret etti. Gerçekten Suriye halkına bağlı olan Suriyeli bağımsız bir siyasi gücün de bulunmadığını söyleyen el Esad; Suriye’de terörü destekleyen devletlerin her hangi bir diyalogda Suriye halkını değil de bu devletlerin kendilerini ve onların çıkarlarını temsil eden şahsiyetler dayatmakta olduklarını vurguladı.

Erdoğan, Birçok Hayali Olan ABD Kuklasından İbarettir

ABD konusunda ise el Esad; Washington idaresinin terörün zafer elde etmesini istemediğini, fakat aynı zamanda bölgede istikrarın sağlanmasına fırsat yaratacak düzeyde zayıflamasını da istemediğini belirtti. El Esad; ABD’nin durumların bölgede kaosun hüküm sürmesi ve tüm devletlerin zayıflaması yönünde kalmasını hedeflediğini ifade etti.

Krizin Türkiye’deki rejim başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, çok sayıda hayalleri olan bir kukladan ibaret olduğunu kanıtladığına dikkat çeken el Esad; bu hayallerinin sonuncusunun da Suriye topraklarında ‘tampon bölge’ kurma hayali olduğunu söyledi. El Esad fakat Erdoğan’ın, efendisi ABD’nin onayı olmaksızın bu hayalleri peşinde hareket edebilmesinin mümkün olmadığını belirtti.

Vatanı Savunmanın Birçok Yöntemi Vardır

Sözlerine devam eden el Esad; vatanı savunmanın sadece silahla olmayacağını ifade ederken, mücadele gücünü pekiştirecek birçok yöntemle vatanı savunmanın mümkün olduğuna dikkat çekti.

El Esad dünyanın muhtelif bölgelerinde yaşayan gurbetçilerimizin vatanı savunma çabalarına dikkat çekerken normal yaşamın devam etmesi için günübirlik işini sürdürenlerin de bir nevi vatanı savunduklarını ifade etti. Halkı bilinçlendirmekle de vatanın savunulduğunu beliren el Esad; kısacası herkesin kendi konumundan vatanı savunabileceğini ifade etti.

El Esad dolayısıyla ‘vatan kendisini savunanların vatanıdır’ sözünün yerinde ve doğru olduğunu söyledi.

Herhangi Bir Çözümde Karar Suriye Halkının Olmalıdır

Cumhurbaşkanı el Esad Suriye’deki krizin çözümü yönünde herhangi bir çaba yada girişimin kesinlikle Suriye’nin egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygı göstermesi ve koruması gerektiğinin bir kez daha altını çizdi. Böyle bir çaba yada girişimde kararın mutlak bir şekilde Suriye halkına ait olması gereğini ifade eden el Esad; aynı zamanda terörle mücadeleye öncelik vermesi gerektiğini vurguladı.

El Esad çünkü teröre son vermeden hiçbir çaba ya da çözümün kesinlikle başarılı olmayacağını bir kez daha ifade etti.

Ben ‘Siyasi Çözüm’ Değil, ‘Siyasi Süreç’ Diyorum

Siyasi çözümden katinin ne olduğuna ilişkin soruya cevabında el Esad; kendisinin ‘siyasi çözüm’ yerine ‘siyasi süreç’ terimini daha doğru bulduğunu belirtti.

Çözümün bir dizi ekseni olduğuna işaret eden el Esad; bu eksenlerden birinin de terörle mücadele olduğunu belirtti. El Esad krizin başında nedenin siyasi olduğunun öne sürüldüğüne dikkat çeken el Esad; bunun doğru olmadığını bilmesine rağmen devletin bu yönde bir dizi adım attığını hatırlattı.

El Esad devletin bu bağlamda anayasayı değiştirmekten ekonomik reformlara kadar bir dizi adımlar attığını, fakat her defasında yeni iddialarda bulunduklarını söyledi. Şimdi ise çözüm için siyasi güçlerle diyalog gereğinin öne sürüldüğünü belirten el Esad; Suriye’nin bunu da kabul ettiğini söyledi. El Esad fakat Suriye’nin bu diyalogda gerçekten Suriye halkını temsil eden siyasi güçlerin olmasını talep ettiğini, çünkü halkı temsil etmeyenlerle diyalogun çözüm sağlamayacağını belirtti.

Sözlerine devam eden el Esad siyasi süreç ve siyasi diyalogun sadece krize çözüm sağlamak için değil, aynı zamanda Suriye’yi geliştirmek ve kalkındırmak için gerekli olduğunun altını çizdi.

Bu Rolün Sonuçları Hakkında Konuşmak İçin Henüz Erken

Umman Sultanlığının Suriye’deki krizin çözümündeki rolü ve Muallim’in Umman Sultanlığına ziyaretine ilişkin soruya cevabında el Esad; Umman Sultanlığının muhtelif meselelerin çözümünde önemli rol oynadığına dikkat çekti.

Muallim’in de bulunduğu ziyaretin gayet doğal olduğunu ifade eden el Esad; Umman Sultanlığında yapılan tüm temasların, Suriyelilerin çözümün nasıl olacağına ilişkin düşünceleri hakkında bilgi almaları amacı taşıdığını belirtti.

El Esad yıllar süren kesintiden sonra bu temasların ilk olduğuna işaret ederken; dolayısıyla sonuçları ve Umman Sultanlığının rolü konusunda bir şey söylemek için zamanın erken olduğunu söyledi.

Benim İçin Önemli Olan Düşman Medya Değil, Suriye Halkıdır

Son konuşmasına ilişkin söylentiler ve yanlış anlaşılmalara ilişkin soruya cevabında el Esad; konuşmasında gayet net ve açık konuştuğunu söyledi.
Konuşmasında savaş durumunda askeri firarların artmasının normal olduğunu söylediğini kaydeden el Esad; bunu da şimdi tekrarlayabileceğini ifade etti. El Esad her şeye rağmen kendisinin Suriye halkıyla şeffaf konuştuğunu, düşman medyanın ne yazdığının kendisi için önem taşımadığını belirtti.

Sözlerine devam eden el Esad; konuşmasında ordunun bir bölgeden çekilmesinin pek önem taşımadığına dikkat çekmek istediğini ifade ederken, sonuç itibarıyla bunun doğru olduğunun kanıtlandığına dikkat çekti. Ordunun çekildiği bazı bölgelerin kısa bir süre sonra tekrar ordu kontrolüne geçtiğini belirten el Esad; askeri operasyonlarda taktik ve stratejinin önemine bir kez daha vurgu yaptı.

Onlara Göre Suriye’de Terörist Yoktur ve Ölen Herkes Masum Sivildir

1Batılı devletlerin tamamen tarafsız bir uluslar arası temsilciyi kabul etmelerinin mümkün olmadığına işaret eden el Esad; dolayısıyla atanan temsilcilerin taraflı açıklamalarının, kendilerine verilen rol icabında olduğunu söyledi. El Esad Suriye’nin de bu durumu iyi bildiğini sözlerine ekledi.

Terörü destekleyenlerin gözünde Suriye’de teröristlerin bulunmadığına işaret eden el Esad; dolayısıyla ordunun öldürdüğü herkesin masum sivilden ibaret olduğu açıklamalarında bulunduklarını vurguladı. El Esad fakat bunun mukabilinde teröristlerin hain saldırıları sonucunda şehit düşen vatandaşların bu taraflarca görmezden gelindiğine dikkat çekti.

Destekledikleri teröristlerin neredeyse günü birlik olarak Halep’te, Şam’da ve daha başka bölgelerde sivil yerleşim alanlarını gelişi güzel füze ve roket saldırılarına tuttuklarına dikkat çeken el Esad; aynı zamanda hizmet ve altyapı şebekelerini sistematik bir şekilde hedef alan terör eylemleri karşısında da sessiz kaldıklarına vurgu yaptı.

Gerçekleri Görmek İçin Kıyaslama Yapmak Gerekiyor

Özellikle Rusya’nın Suriye’ye ilişkin tutumu başta olmak üzere basın açıklamalarındaki çarpıtmalara ilişkin soruya cevabında el Esad; Rusya’nın her daim Suriye’yi destekleyen tutumunu belirttiğine dikkat çekti.

Rusya’nın Suriye’den vazgeçmeyeceğini sürekli olarak belirtmesine rağmen ABD başkanı Barack Obama’nın ‘Rusya ve İran’ın tutumlarını değiştirdiği iddialarında bulunduğuna işaret eden el Esad; kimin doğru kimin yanlış olduğu görmek için bu devletlerin siyasi tutumları ve tarihlerine dönmenin yeterli olduğunu ifade etti.

El Esad Rusya’nın tutumlarını değerlendirmek için tarihine göz atmak gerektiğini, onun halklarla, devletlerle, dostlarla veya düşmanlarla nasıl davrandığını görmek gerektiğini, bu bağlamlarda ABD ile Rusya arasında bir kıyaslama yapmak gerektiğini ifade etti.

Sözlerine devam eden el Esad; Rusya’nın tarihi boyunca ilkeli ve sabit bir tutum izlediğini; Suriye’nin egemenliğine ve halkının kararına saygı duyduğunu belirtti. ABD’nin ise tarihi boyunca gaddar bir politika izlediğine dikkat çeken el Esad; politika ve tutumlarında sabit ve ilkeli olmadığını söyledi. El Esad ABD’nin aynı zamanda dostlarından ve müttefiklerinden vazgeçen, kendi çıkarları uğruna herkesi satan gaddar bir politikaya sahip olduğunu ifade etti.

El Esad her şeye rağmen Rusya’nın bir şahısı ya da bir cumhurbaşkanını desteklemediğine dikkat çekerken, onun belirli ilkeleri, devletin egemenliğini ve o devletin halkının bağımsız kararını desteklediğini vurguladı.

Rusya Hiçbir Tarafa Dayatmalarda Bulunmuyor

Rusya’nın Suriye’de olup bitenleri ayrıntılarıyla bildiğini ifade eden el Esad; iki ülke arasındaki ilişkilerin dürüst, ilkeli ve şeffaf ilişkiler olduğunu söyledi. El Esad Rusya’nın siyasi güçleri diyaloga çekmeye ve savaş çağrılarının önünü kesme çabasında olduğunu belirtti.

Sonuç itibarıyla Suriyelilerin bizzat kendi aralarında oturup her şey üzerine uzlaşma sağlamalarıyla gerektiğini ifade eden el Esad; Rusya’nın hiçbir tarafa dayatmalarda bulunmadığını söyledi.

Rusya’nın bulunduğu çabaların Moskova 3 ya da Cenevre 3’ü hedeflediğini ifade eden el Esad; her ihtimalde de bunların ortak paydaları bulunduğunu söyledi. El Esad bu bağlamda sadece Rusya’nın değil, ABD başta olmak üzere uluslar arası güçlerin tutumlarının da önemli olduğuna dikkat çekti.

Egemenlik, Toprak Bütünlüğü, Terörle Mücadele ve Halkın Kararı Temel İlkelerdir

Öne sürülecek herhangi bir girişimde Suriye’nin ilkelerine ilişkin soruya cevabında el Esad; girişimin kim tarafından öne sürüldüğünün dikkate alınmaksızın ilkelerin Suriye’nin egemenliği, toprak bütünlüğü, Suriye’nin saf ulusalcı kararı ve terörle mücadeleden ibaret olduğunun altını çizdi. El Esad bu ilkelerin temelinde öne sürülecek her düşüncenin kabul görebileceğini söyledi.

Anayasanın yeniden düzenlenmesi konusunda ise el Esad; diyalog neticesinde halkın kararı olması halinde hiçbir sakıncanın bulunmadığını belirtti.

Uluslar arası denetimde seçimlerin olması konusunda ise el Esad; bunun ulusal egemenliğe ihlal teşkil ettiğini, hiçbir devletin de Suriye’ye güzel davranış tanıklığı yapma yetkisine sahip olmadığını ifade etti.

Daha önce yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Suriye’nin birçok devletten seçim işbirliği niteliğinde gözlemci göndermesini üzerine anlaştığına dikkat çeken el Esad; bundan amacın denetleme olmadığını söyledi. El Esad sonuç itibarıyla Suriye’nin, dostların tutumlarını pekiştirme amacıyla seçimlerin demokratik ve şeffaf olduğunu kanıtlamada işbirliği içinde olacağını belirtti.

Sözlerine devam eden el Esad; fakat seçimlerin nezih olduğunun kanıtlanması için Suriye’nin uluslar arası örgütlere izin vermeyeceğini ifade ederken, sözü edilen uluslar arası örgütlerin tarafsız ve güzel davranışa sahip olduklarını önce kendileri ispatlamaları gerektiğine dikkat çekti.

Suriye Anlaşmanın Bir Parçası Değildi

İran ile imzalanan nükleer anlaşmanın Suriye’deki krizin çözümüne olumlu ya da olumsuz etkisi konusunda ise el Esad; olumsuz etkisi olmasının mümkün olmadığını ifade etti.

El Esad Suriye’nin bu anlaşma için yapılan müzakerelerin bir parçası olmadığını belirtirken, Batılı devletlerin Suriye’yi nükleer görüşmelerin bir parçası haline getirmek için her gayreti ve her yöntemi denediklerini açıkladı. Batılıların İran’ı Suriye’ye desteğinden caydırma karşılığında nükleer taleplerini kabul etme yönünde ikna etmeye çalıştıklarını belirten el Esad; İran’ın ise herhangi bir meselenin nükleer anlaşma görüşmelerine dahil edilmesini mutlak bir şekilde reddettiklerini ifade etti.

Yeni Bir İttifakta Değişiklik Olmayacak

Dünyanın yeni bloklaşmalara gebe olduğu ve Suriye’nin İran blokuna daha yakın olabileceğine ilişkin soruya cevabında el Esad, Suriye’nin İran’la 45 yıldır müttefik olduğunu, Suriye’nin İran’la yakınlaşmasının yeni bir durum sayılamayacağını ifade ederek Suriye’yle İran arasındaki ilişkilerin güçlü ve iki ülkenin müttefik olduğunu vurguladı.

“Farklı zamanlarda İran Suriye’nin, Suriye’de İran’ın yanında durmuştur. İran’a zalimce bir savaş açıldığı zaman yayında durup destek verdik ve bugün İran Suriye’ye açılan zalim savaşta yanında durmaktadır. Dolayısıyla yeni bir ittifakta hiçbir yenilik olmayacaktır. Fakat bölgesel yada uluslararası koalisyon farklı bir konu teşkil etmektedir” dedi.

Suriye’nin bu savaştan İran’ın ayrıcalıklı rolüyle zaferle çıkması halinde zaferi kazanan tarafla siyasi sorunları yöneten taraf arasındaki fark konusunda ise el Esad, farkın bu ittifakın uluslararası saha üzerindeki etkisinde yattığını söyledi.

İran’ın yeni bir uluslararası sahada bulunduğunu ve uluslararası sahada rol oynayabilmesi için bir iki yıl önce mevcut olmayan daha geniş ufuklara sahip olduğunu sözlerine ekledi.

İran’ın gücünün Suriye’nin gücüne ve Suriye’nin zaferinin İran’a zafer olarak yansıyacağını ifade eden el Esad, bu nedenle ittifak ilkelerinin değişmediğine, meselenin daha fazla yakınlaşmayla alakalı olmadığına, çünkü iki ülkenin zaten yakın ve görüş birliği içinde olduğuna dikkat çekti.

El Esad, iki ülkenin direniş eksenini temsil ettiğini belirterek temel ilkelerin değişmeyeceğine fakat taktiksel değişimler ve farklı sonuçlar olabileceğine işaret etti.

Her Arap Arap Olmadığı Gibi Her Müslüman da Müslüman Değildir

Suriye vatandaşının Araplık ve Arap ulusalcılığı konusunda yaşadığı hayal kırıklığı ve bu konudaki gerekçeleri konusunda ise Cumhurbaşkanı el Esad, koşulların vatandaşı Araplığı lanetlemeye ve reddetmeye, gerçek Araplık ile bazı gerçeklerin arkasına saklanan Araplar arasındaki farkı görmemeye ittiğini söyleyerek “ tüm vatandaşların Arap olduğunu zannetmekteler. Fakat kalpleri, akılları, tüm duyguları ve çıkarlarıyla bu bölgenin çok uzağında farlı bir konumdalar tamamıyla geçmişte ve pek çok bölgede yaşandığı gibi İslam’ı kullanan Müslüman Kardeşler ve diğer radikal İslamcı terör gruplarıyla gerçek İslam’ı birbirine karıştırma hatasına düşüldü. İslam ya da Müslüman kelimesini kullanan herkesin gerçek Müslüman olduğunu sandılar” dedi.

El Esad, Araplığın vazgeçilmez bir kimlik olduğunu, düşmanın kimliğimizi inkar etmemizi istediğini, davanın ve sürdürülen savaşın özünün rejimlerin düşürülmesi hedefi taşımadığını, bunun sadece bir aşama ve araçtan ibaret olduğunu belirtti.

“Asıl hedefleri kimliğimize darbe indirmektir ve biz bu düşünceye ulaştığımız zaman düşmanımıza askeri müdahaleye ya da teröristlere ihtiyaç duymayacakları bir hediye sunmaktayız” diye ekledi.

Irak’la Düşmanınız Tek ve Sonuçlarda Aynı Silahları Birleştirerek En İyi Sonucu Alabiliriz

Cumhurbaşkanı el Esad, Irak’taki siyasi hareketliğinin aynı tehlikeye maruz kalan Suriye ile Irak arasındaki koordinasyona etkileri konusunda ise, Irak’la koordinasyonun olumsuz etkilenmeyeceğini, Irak’ta savaş gücünü bileştirme konusunda yüksek bir bilincin bulunduğunu belirtti.

El Esad; “çünkü düşmanımız tek ve sonuçlar aynı. Yani Irak’ta olanlar Suriye’ye, Suriye’de olanlar ise Irak’a yansıyacak. Silahlarımız birleştirdiğimiz zaman en iyi sonuçlara ulaşabiliriz. Hizbullah’la Lübnan’da yaptığımız gibi savaş cephesini birleştirebiliriz. Tek sahada, daha kısa zamanda ve daha az külfetle en iyi sonucu alabiliriz” diye konuştu.

Temel Fark Meşruluktur

Hizbullah militanlarının Suriye toprakları üzerinde bulunmasıyla diğer tarafın Suriyeli olmayan Suriye devletiyle ittifak içinde yabancı militan getirmesi arasındaki farka ilişkin soruya yanıtında el Esad, “ temel fark meşruluktur.

Hizbullah’ı meşru olan, Suriye halkını temsil eden, seçilmiş ve halkın büyük çoğunluğunun desteğine sahip olan Suriye devleti çağırdı. Bu devlet Suriye halkını savunacak bir gücü çağırma hakkına sahiptir. Fakat diğer güç teröristtir. Suriye halkını öldürmek için ve Suriye halkının ve bu halkı temsil eden devletin iradesi dışında geldi” dedi.

Direnen Bir Devlet İle Direnişçi Bir İnsan Arasındaki İlişkilerden İbarettir

4Cumhurbaşkanı el Esad ile Hizbullah lideri Hasan Nasrullah arasındaki kişisel ilişkilere ilişkin soruya cevap veren el Esad, Nasrullah ile güçlü ilişkiler kurduklarını ve bu ilişkinin 20 yılı aşkın süredir devam ettiğini söyledi.

Bu ilişkilerin dürüstlüğe, ilkeselliğe ve şeffaflığa dayandığını ifade eden el Esad Nasrullah’ı dürüst, şeffaf, ilkelerine, çalıştığı kişilere ve dostlarına bağlı bir insan olarak tanımladı.

El Esad, “bu ilişkiler direnen bir devlet ile oğlunu Lübnan’ı ve vatanı savunmak için şehit veren direnişçi bir insan arasındaki ilişkilerden ibarettir” sözlerini ekledi.

Hiç Kimse Güvence Veremez

Suriyeli askerlerin ateşkes emrine bağlı kalırken karşı tarafta kimin ateşkes kararı aldığına ilişkin soruya yanıtında el Esad “ ateşkesi terim olarak reddediyoruz çünkü ateşkes devletle terör grupları arasında değil devletle ordular arasında olur. Biz operasyonları durdurmaktan ya da sükunetten bahsediyoruz.

Temsilcilere hangi grubun ve liderinin ateşkese bağlı kalacağını sorduğumuzda bazıları 1200 grup diye yanıt verdi. Dolayısıyla bu gruplar konusunda başka güçlere bağlı olduğunu bilmemize rağmen hiç kimse güvence veremez ve hiçbir devlet yada güç bu gruplara kısa süreliğine çatışmaları durdurmayı yada sükûnet sağlamayı dayatamaz” dedi.

Akan Kanı Durduracak Bir Diyalog ve Girişim Önceliğimizdir

Suriye’nin teröre destek vermekle suçladığı tarafları kapsayan terörle mücadele koalisyonunda nasıl yer alacağına ilişkin soruya yanıt veren el Esad, Suriyelilerin kanının akmasını durduracak her diyalog, girişim, koalisyon veya icraatın Suriye’nin öncelikleri arasında yer aldığını söyledi.

El Esad sözlerine şöyle devam etti; “önemli olan teröre karşı alınacak somut sonuçlardır ve bu ülkelerin teröre karşı savaşmasıdır. Fakat geriye basit bir ihtimal kalıyor bu ülkeler tövbe etmiş yada yanlış yolda olduğunun farkına varmış yada belki çıkarları gereği terörün kendi topraklarına yayılabileceğinden endişe duymaya başlamış ve terörle mücadele kararı almış olabilir. Bizim açımızdan önemli olan teröre karşı bir koalisyon oluşturulmasıdır. Bu nedenle Suriye Dışişleri Bakanımız bunu mucize olarak adlandırmıştır ve bu mucize gerçekleşirse reddetmemiz mümkün değil.”

Teröre Destek Veren Ülkeler Terörle Mücadele Edemez

2Suudi Arabistan’ın Suriye yönelik tırmandırması ve özellikle Dışişleri Bakanının Suriye ile Suudi Arabistan arasında görüşmelerin olduğuna ilişkin haberlerin ardından gelen açıklamaları konusunda ise Cumhurbaşkanı, medya algısının bir ağırlığı olmadığını, ülkelerin tutumlarının belirleyici olduğunu ifade etti.

El Esad, bu ülkeler teröre destek verirken yapılan tırmandırmanın ya da tırmandırmamanın ve sözle sükûneti sağlamanın hiçbir anlamı yok, bizi ilgilendiren bu yönüdür çünkü sonuç aynıdır diye konuştu.

Suudi Arabistan’ın tırmandırma varken ve yokken Suriye’deki teröristleri desteklediğini ve bu gerçeği herkesin bildiğini dolayısıyla tırmandırmanın hiçbir önem taşımadığını sözlerine ekledi.

El Esad, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanının söz ettiği sözlü tırmandırma konusuna değinirken insani medeniyetten nasibini alamamış bir grup ve kesimden farlı bir tutumun beklenemeyeceğine dikkat çekti.

Diyalog sonuç verecekse bu diyalogun Suriye ile kökleri Suriye’de olan gerçek vatansever Suriyeliler arasında olması gerektiğine değinen el Esad, kamuoyu üzerinde etkisi olmayan ulusalcı şahsiyetlerle derin bir diyalog geliştirmenin ve bu diyalogun sonuçlarının uygulanmasının anlamsız ve zaman kaybı olduğunun altını çizdi.

Bu nedenle diyalogun ulusalcı vatansever ve etkili şahsiyetlerle yapılması gerektiğine işaret ederek diyalog kurdukları kişilerin vatansever olmadıklarını, bunları Suriye’ye teröre destek veren ve diyaloga müdahale eden ülkelerin dayattığını dile getirdi.

Terörün Tehlikesini Görmemeleri Bundan Daha Tehlikelidir

ABD’nin Suriyeli muhalifleri eğitmesinin Suriye’nin hesaplarını nasıl etkilediği sorusuna yanıtında, Suriye’yi hedef alan komplolar zincirinin durmadan devam ettiğini ve özellikle bu halkasının terörün gidişatında önemli bir değişiklik yaratmadığını söyledi.

ABD bunları eğitmese bile terörü destekleyen, silahlandıran ve finanse eden başka ülkeler var diyen el Esad bundan daha tehlikeli ve endişe verici olan batının ve özellikle ABD’nin terör tehlikesini görmemesidir vurgusunu yaptı.

ABD İki Aşamadan Geçti

Sertlik ve esnekliğin Amerikan tutumunun ve Amerikan siyasetinin gerçek yönünü yansıtmayan bir pozisyondan ibaret olduğunu belirten Cumhurbaşkanı, sertlik ve esneklik çoğu zaman psikolojik savaştır ve bazen ABD’deki lobilere verilmiş bir mesajdır dolayısıyla ABD’nin tutumuna ilişkin gerçek tabloyu yansıtmaz dedi.

ABD’nin geçtiği iki önemli aşamanın bulunduğuna değinen el Esad, “ABD, devleti yıkmanın ve yönetim sistemini değiştirmenin kolay olduğu algısını yaratan Arap tutumlarına ya da kendi içindeki taraflara aldandı. Fakat tam tersi oldu ve şu an yeni bir aşamaya olayları nasıl kontrol edeceklerini bilemedikleri bir aşamaya geçtiler. Bu bir kayıp aşamasıdır.

Hatalarının farkına vardıkları, olumlu yönde ilerleyecekleri ve terörle gerçekten mücadele eden ülkelerin yanında olacakları bir aşamadır” diye belirtti.

El Esad, Washington yönetiminin terörün zafer elde etmesini istemediğini fakat aynı zamanda bölgede istikrarın sağlanmasına fırsat yaratacak düzeyde zayıflamasını da istemediğini belirtti.

ABD’nin bölgede durumların kaos hüküm sürecek ve tüm devletlerin zayıflamasına olanak sağlayacak şekilde devem etmesini hedeflediğini ifade etti.

Ne İran ne de Rusya Bundan Söz Etmedi

Öne sürülen Suriye’ye karşılık Yemen denklemini değerlendiren el Esad, bu denklemin basında yer aldığını dost ülkeler İran ya da Rusya’nın bundan söz etmediğini söyleyerek birilerinin İran’la bu konuyu doğrudan konuşmuş olabileceğine inanmadığını ifade etti.

Türkiye ve Ürdün Kendilerinden İstenileni Yapıyor

Türkiye’nin Suriye’de kurmak istediği tampon bölgenin ciddiyeti yada bunun uygulanabilir olup olmadığı konusunda ise Cumhurbaşkanı şu sözleri kaydetti “Türkiye’deki rejimin başkanı Recep Tayyip Erdoğan padişah olmak gibi birçok hayali olan bir kukladan ibarettir. Bu hayallerinin sonuncusu da Suriye topraklarında tampon bölge kurmaktır. Fakat Erdoğan efendisi ABD onay vermeden bu hayallerinin peşinde koşamaz.”

ABD’nin Türkiye’nin Suriye’de tampon bölge hususunda kendisine danışmadığı konusunda inandırıcı olmadığını ve bunun imkânsız olduğunu söyleyerek bu günü kadar verdiği sözleri yerine getirmeyen ABD’ye inanmadıklarını vurguladı.

Ürdün’ün Suriye’de tampon bölge kurmak konusunda Amerikan kararını yerine getirmeye çalıştığını ifade eden el Esad, dolayısıyla bağımsız olmayan bu ülkelerin kendi düşünce ve kararlarını değil kendilerinden isteneni yerine getirmeye çalıştıklarını altını çizdi.

Mısırla İlişkilerimize Önem Veriyoruz

3Mısırla Suriye arasındaki ilişkileri değerlendiren el Esad, Suriye’nin Mısırla ilişkilere önem verdiğini, Suriye ile Mısır arasındaki ilişkilerin Müslüman Kardeşler yanlısı Mursi döneminde dahi kesilmediğini belirterek Mısır’ın alışılagelen ve Suriye’nin arzu ettiği rolünü oynamasını engelleyen baskılara maruz kaldığına dikkat çekti.

El Esad, Mısır’ın Suriye yada başka bir Arap ülkesine karşı hareket noktası olmasını arzulamadıklarını, dolayısıyla Mısır’dan diğer Arap ülkelerine yardım eden önemli, etkin ve kardeş ülke rolünü oynamasını istediklerini ifade etti.

Suriye’yle son dönemde görüşen Mısırlı üst düzey yetkililerin Suriye’nin 4 yıldır devam eden terörle mücadele deneyiminden yaralanmak istediklerini söyleyen el- Esad, aynı zamanda Suriye’nin Mısır’ın bu konudaki deneyiminden yararlanmak istediğine işaret etti.

El Esad, Suriye ile Mısır arasındaki ilişkilerin Arap sahasında dengeleri sağladığını, Suriye’nin Mısır ordusu ve halkıyla terörle mücadele konusunda aynı hendekte yer aldığına vurgu yaptı.

Ekonomiyi Yeniden Yapılandırma ve Güçlendirme Olanağına Sahibiz

Suriye hükümetinin yeniden imar konusunda projeler uygulamaya başladığını ve bu projelerin sağlam adımlarla ilerlediğini söyleyerek aynı zamanda Suriye’de yaşayan yatırımcıların üretim projeleri başlattığına işaret etti.

El Esad, Suriye’nin yaşadığı tüm zorluklara rağmen ekonomisini yeniden kalkındıracak ve yeni bir başlangıç yapacak güç ve imkânlara sahip olduğunu belirtirken yapılan ve yapılmakta olan yeni idari reformlarla ve bu yönde atılacak adımlarla mevcut koşullarda ekonomik atılım yapabileceğine dikkat çekti.

Röportajın tam ve orijinal videosu:

https://www.youtube.com/watch?v=8Btds2t9dqM

A.A. – M.M. – S.Ş. – R.H.

Check Also

Şam’da İkinci Şam Kök Hücre Forumu’nun Faaliyetleri Başladı

ŞAM  (SANA) – Ulusal Kök Hücre Merkezi (Hayat) ve Ulusal Kanser Kontrol Komitesi iş birliğiyle …