Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar Rejilerinden Tazminat Talep Etme Hakları Var

BEYRUT – Ortadoğu’da Uluslararası Vicdan Mahkemesi muhtelif isimler altında Suriye, Irak ve Lübnan’da terör ve fesat estiren silahlı terör örgütlerin temelde Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye deki rejimlerin yapımı olduklarını, dolayısıyla tüm bu rejimlerin kanunlar çerçevesinde bu terör örgütlerin işledikleri cinayetlere ortak olduklarını vurguladı.

Uluslar arası kanun uzmanlarının vicdani sıfatla görev yaptıkları uluslar arası mahkeme Beyrut’ta düzenlediği mahkeme oturumunda onayladığı mahkeme kararında; söz konusu rejimlerin destekleyip yönlendirdikleri terör örgütlerin Suriye ve ırak’ta binlerce cinayet işlediklerini, altyapı ve hizmet kurumlarının yıkılmasına ve milyonlarca insani tehcir edilmesine yol açtığına dikkat çekti. Tehcir edilen insanların çadır kamplarda ikamet ettikleri koşullara da işaret edilen mahkeme kararında; ayrıca özellikle Türkiye’deki rejimin bu vatandaşların insani durumunu propaganda malzemesi olarak kullanıp ticaretini yaptığına dikkat çekildi.

Mahkeme kararında Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve terörü destekleyen diğer rejimlerin Suriye ordusunun terörle mücadelesinde dikkatini dağıtma ve terör örgütlere temin ettikleri muhtelif tür siyasi ve askeri destekle her gün daha fazla insanın kurban gitmesine yol açtıklarına vurgu yapıldı. Terör örgütlerin işledikleri bombalı araçlar dahil muhtelif şekillerde işledikleri vahşetlere ışık tutulan mahkeme kararında; çocuklara, tarihi eserlere, tarım mahsullerine , enerji kaynaklarına, sanayi kurumlarına ve sağlık sektörüne verdikleri hasarın altı çizildi.

Terör eylemleri neticesinde hasar görenlerin yerel ve uluslar arası mahkemelerde Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar rejimlerinden maddi ve manevi tazminat talep etme haklarının saklı olduğuna vurgu yapılan mahkeme kararında; mahkemenin soruşturma ve suçluları cezalandırma çalışmalarını sürdürme azminde olduğu vurgulandı.

Uluslararası Vicdan Mahkemesi uluslar arası kanun uzmanlarının çalışmalarıyla sağlanan ifadeler, belgeler ve kanıtları BMGK ve uluslar arası mahkeme ve diğer platformlara göndereceğini ifade etti.