Suriye Arap Haber Ajansı – SANA Suriye Arap Haber Ajansı – SANA
Related Articles
BEYRUT – Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Yardımcısı Faysal Mikdat, Suriye’nin bölgede cereyan edenlere yönelik görüş açısının, gördüklerimizin Arap ümmetinin sorunlarını tasfiye etmek, batının bölgeyi hegemonyası altına alma planlarına mecal vermek için güç ve imkanlarını parçalamak ile aralarında Filistin davasını silmek, Filistin’i Yahudileştirmek ve Filistin toprakları üzerinde geriye kalan halkını kovmanın bulunduğu İsrail’in uğruna kurulduğu rolünü uygulaması önündeki ufku açma planından başka bir şey olmadığını belirtti.
Lübnanlı el Binaa Gazetesinin yayınladığı haftalı makalesinde Mikdat, Suriye’nin 3 yıldan fazla bir zamandır, düşmanları aralarında batılı ülkelerin de bulunduğu batılı bir çok ülke başkanının Suriyelilerin kanlarının akıtılması için doğrudan kışkırtmaları ile ucuz medya kışkırtmaları önünde dimdik ayakta kaldığını, düşmanlarının bu direnişçi ülkeye karşı, bölgeyi dolayısıyla dünya ekonomisini hegemonyaları altına almaları önünde son kaleyi temsil etmesinden dolayı Suriye’yi yıkmak için teröristleri ve eli kanlı katilleri bu kışkırtma hamlelerinde kullanmakta tereddüt etmediklerini söyledi.
Mikdat Suriye’nin krizin başından beri, Suriye devletine saldıran, masum sivil insanları evlerinde, işyerlerinde ve çarşılarında patlamalarla hedef alanın terörist olduğunu ve meşru yol, ulusal ve uluslararası kanun gereğince mücadele edilmesi gerektiğini söylediğine ancak Suriye’nin yıkılacağını hülyasını taşıyan plan sahiplerinin Suriye duvarına tosladıklarını vurguladı.
Suriye’nin terörle mücadele kapsamında gelen bütün kararlara sıcak baktığı gibi Güvenlik Konseyinin 2170 sayılı kararına da sıcak baktığına dikkat çeken Mikdat, Suriye hükümetiyle işbirliği içerisinde olmayan Suriye topraklarına yönelik herhangi bir askeri operasyonun Suriye’ye saldırı mahiyetinde olacağı tutumunu alenen aktardığını ve Suriye’nin IŞİD ve Nusra Cephesi ile Kaide’nin diğer kollarına karşı ciddiyetle mücadele etme koalisyonunun kalbinde olacağını da belirttiğini vurguladı.
Terörle mücadelede çifte standartlılığın imkansız olduğunu, terörü finanse eden eli kanlı teröristleri barındıran ve silahlandıran ülkelerin çok iyi bilindiğini, batılı medya ve bazı batılı yetkililerin şu anda tereddütsüz bir şekilde adlandırdıklarına dikkat çeken Mikdat, 2170 sayılı kararın uygulanmasında batılı ülkeler ve körfez ülkelerinden ortaklarının bu karara bağlı kalmaları, Avrupalı ve diğer liderlerin Suriye veya Irak’a karşı kışkırtma eylemlerini durdurmalarını gerektirdiğini ifade etti.
3 yılı aşkın zamandır bu savaşa karşı tek başına mücadele eden Suriye’nin artan bir uluslararası uzlaşmayı görmesinin sevindirici olduğunu belirten Mikdat, bu kanserin başka bölge ülkelerine de sıçramaması için mücadele edilmesi zorunluluğunu çünkü terör ve teröristleri finanse eden, silahlandıran ve barındıran ülkeler dahil tehlikenin bütün herkesin kapısına dayandığını söyledi.
Teröre karşı direnişimizin bedelini gençlerimizin ve halkımızın kanlarıyla ödediğimizi belirten Mikdat, terörün düşmanımız, düşmanımızın da beşeriyetin, uygarlığın, ilim, ilerleme, inşa, özgürlük, insan hakları, demokrasi, çocuk ve kadın haklarının düşmanı olduğu yönünde teşhis ettiklerini dile getirdi.
Mikdat eğer dünya içine düştüğü bu çıkmazdan çıkar yol bulmaya çalışıyorsa Suriye’nin kin tutmadığını teröre karşı topluca mücadele çağrısına uluslararası kanun, ülkelerin egemenliğine saygı ve meşru hükümetleriyle istişare edilmesi çerçevesinde yapılması gereğini söylediğine dikkat çekti.
Mikdat makalesinin sonunda, Suriye’nin terör ile kimliğini ortadan kaldırma, Arap ve Uluslararası ailesindeki rolünü silme girişimlerine karşı mücadelesinde kahramanlarının bıraktığı yolda yürümede her geçen günden daha fazla ısrarcı olduğunu, Suriye’nin aydınlık ve uygarlık meşalesini yakmada öncü olduğunu bu yüzden Suriye’nin yaseminlerinin kokusunu burada ve bütün dünyada yaymak için bu krizden daha azimli ve ısrarlı bir şekilde çıkacağını vurguladı.
